Güncelleme Tarihi:
Almanya’nın farklı kesimlerinden göçmen kökenli insanlar...
Genci, orta yaşlısı, beyaz tenlisi, siyahisi, kara kafalısı, sarışını, başörtülüsü, başörtüsüzü, takım elbiselisi, spor giysilisi...
Konrad Adenauer Evi’nin girişindeki salon tıklım tıklımdı...
Sandalye bulamayıp ayakta kalanlar bile vardı...
Göçmenler ve Çeşitliliğin Şansları konuşulacaktı...
Konuşuldu da...
Etkinliğin sunuculuğunu Bedo olarak tanınan Bülent Kayaturan yaptı.
Erzincanlı Bedo...
Henüz 10 aylıkken annesinin kucağında Almanya’ya gelen ve “Ben Hamburgluyum” diyen Bedo’nun, her ne kadar yıllardır sunuculuk yapsa da, heyecanlı olduğu gözden kaçmadı.
Bedo, ev sahibi olarak sahneye CDU Genel Sekreteri Peter Tauber’i davet etti.
Tauber konuşmasında, CDU’nun U’sunun “Birlik” anlamına geldiğini belirtirken, toplumsal birliğe, birlikteliğe ve bütünlüğe katkıda bulunacak herkesi partiye davet ettiklerini söyledi.
Hessen Eyaleti’nden gelen Tauber, “Ebeveynleri başka ülkelerden gelen, ancak burada doğan gençler değil, sonradan geldiğim için Berlin’de yabancı benim” diyerek, burada doğup büyüyen göçmen kökenlilerin buralı olduğunun da altını çizdi.
* * *
Peter Tauber’den sonra CDU’nun Türk-Yunan-Alman kökenli ilk Federal Meclis milletvekili Cemile Giousouf konuştu.
CDU bünyesindeki Uyum Ağı’nın başkanı olan Cemile de, Almanya’nın modern bir göç ülkesi haline geldiğini söyledi.
Ülkeye yeni geleceklere kucak açılmasını ve yeni bir “Biz duygusu” oluşturulmasını da önerdi.
Cemile Giousouf konuşurken salona Başbakan ve CDU Genel Başaknı Angela Merkel girdi.
Katılımcılar “Başbakanlarını” ayakta alkışladı...
Cemile konuşmasını, “İki Almanya arasında duvarlar 25 yıl önce kalktı. Ülke birleşti. Doğu Almanya kökenli bir Başbakanımız var. Acaba 25 yıl sonra göçmen kökenli bir Başbakanımız olacak mı?” diyerek bitirdi.
* * *
Konuşmasını yapmak üzere sahneye çıkan Başbakan Merkel, bu konuya hiç girmedi.
Ancak toplumun göçü bir şans olarak algılaması gerektiğinin altını çizdi.
İki Almanya’nın birleşmesinden bu yana Almanya’nın çok başarılı bir performans sergilediğine dikkat çekerek, “Almanya’nın şahane bir uyum ülkesi olmak için tüm olanakları var” dedi.
Kendisine de başlangıçta “Doğulu bıldırcın” diye hakaret edildiğini ve buna üzüldüğünü söyleyen Merkel, göçmen kökenlilere öyle her şeye çok da kulak asmamalarını tavsiye etti.
Konuşması bittikten sonra bir kat yukarı çıkan Merkel’in etrafında adeta bir insan yumağı oluştu.
Herkes fotoğraf çektirmek istiyordu...
Merkel tam bir star gibiydi...
Fotoğraf faslı bittikten sonra salondan ayrılan Başbakan Merkel, yanımdan geçerken elimi sıkıp “Merhaba” dedi ve “Nasıl buldunuz?” diye sordu.
“Çok güzel ve zekice düzenlenmiş bir etkinlik” dedim.
* * *
Gerçekten de çok güzel ve anlamlı bir etkinlikti.
Daha önemlisi ise gerçekten zekiceydi...
Çünkü yıllarca “Almanya bir göç ülkesi değildir” tezinde ısrar eden ve bu yalana kendilerini de inandıran CDU’daki sağduyulu politikacılar bunun hata olduğunu gördü.
Bunlar arasında Başbakan Angela Merkel de vardı...
İşte o yüzden ilk kez Başbakan Angela Merkel, 2006 yılında başbakanlıkta Uyum Zirvesi’ni hayata geçirdi.
Dönemin Federal İçişleri Bakanı olan şu andaki Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble de ilk kez aynı yıl İslam Konferansı düzenledi.
Bunlar CDU’nun ilkleriydi...
CDU genel merkezindeki etkinlik aynı zamanda “Türk ve Araplar gibi farklı kültürden gelenlerin uyum sağlamalarının zor olduğunu görüyoruz. Bu yüzden farklı kültür çevrelerinden yeni göçe ihtiyacımız yok” diyen kardeş parti konumundaki Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer’e de tutumunu değiştir yönünde önemli bir sinyaldi...