Güncelleme Tarihi:
Namibya Eğitim ve Kültür Bakanı Katrina Hanse-Himarwa liderliğindeki kanaat önderleri ve din adamlarından oluşan bir heyet tarafından Almanya’dan teslim alınan kemikler için Namibya’nın başkenti Windhoek’te meclis bahçesinde devlet töreni düzenlendi.
Törende konuşan Namibya Devlet Başkan Yardımcısı Nangolo Mbumba, soykırımın psikolojik travmasının Namibya toplumunda hâlâ ağır bir şekilde hissedildiğini söyledi. Katliam kurbanlarının saygıyı hakettiklerinin altını çizen Mbumba, “Almanya, bu suçu iki ulus arasındaki gerçek bir uzlaşı için katliam olarak kabul etmeli ve halkımızdan samimi bir şekilde özür dilemelidir. Geçmişi görmezden gelerek onu tarihinizden silemezsiniz. Sömürge suçları affedilemez ve Almanya yapıcı bir adaleti kabullenerek bu süreci sonlandırmalıdır” dedi.
BÜTÜN KALBİMLE AF DİLİYORUM
Almanya’nın sömürge dönemindeki faaliyetlerinin çok gaddarca olduğunu ifade eden Mbumba, “Almanlar ırkçı emeller uğruna bilimsel deneylerde kullanmak için dedelerimizin bedenlerini ülkelerine götürdü. Namibyalılar o günlerin acılarını hâlâ yaşıyorlar” diye konuştu.
Törende söz alan Almanya Kültür ve Afrika Bakanı Michelle Müntefering, “Bugün doğduğu topraklara iade edilen Namibyalılar, Almanya’ya götürüldüğünde sadece hayatlarını değil, aynı zamanda onurlarını da kaybettiler. Bunu bilimsel araştırma olarak göremeyiz. Bu sadece ırkçı bir faaliyettir. Bugün sizlerden bütün kalbimle af diliyorum. Hayatını kaybedenlerin huzur içinde yatmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
20’İNCİ YÜZYILIN İLK SOYKIRIMI
1884 yılında başlayan ve Avrupalı devletlerin, Afrika’da sömürge kapma yarışından dolayı ‘Afrika Talanı’ olarak da bilinen Berlin Konferansı’nda Namibya, Almanya’nın sömürgesi haline gelmişti.
Alman kuvvetleri, bölgedeki elmas yataklarını kontrol altına almak için sömürgeye karşı ayaklanan yerli halktan bazılarına katliam yaparken, bazılarını ise bilimsel deney amacıyla Almanya’ya götürmüştü.
Deneylerde kullanılmak üzere Almanya’ya gönderilen 300 kafatasından bazıları, iki ülke arasında varılan anlaşma sonucu 2011’de defnedilmek üzere Namibya’ya yollanmıştı.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 1985’te yayımladığı Whitaker Raporu’nda Herero nüfusunun yüzde 80’i ve Nama nüfusunun da yüzde 50’si 1904-1907 yılları arasında yaşanan sürgünler ve toplama kamplarında yaşamını yitirdi. Raporda, Almanların Herero ve Namalara karşı işlediği katliam, 20’nci yüzyılın ilk soykırımı olarak nitelendi.