Güncelleme Tarihi:
PORTEKİZ VE İTALYA’DA DA
DURUM FARKLI DEĞİL
Portekiz’de 10 Mart 2024 tarihinde yapılan genel seçimleri Luis Montenegro liderliğindeki Demokratik İttifak (AD) kazandı.
2019 yılında kurulan aşırı sağcı Chega (Yeter) toplam oyların yaklaşık yüzde 18’ini aldı.
Yani bir yerde ülkede diktatörlüğün son bulduğu 24 Nisan 1974 tarihli Karanfil Devrimi’nin 50’nci yılında Portekiz’den ‘faşizme özen’ sinyalleri gelmeye başladı.
Fransa’da şu anda adı ‘Ulusal Birlik’ (Rassemblement National-RN) olan aşırı sağcı ‘Front National’ (Ulusal Cephe-FN) en güçlü parti konumuna yükselerek iktidara gelme hesapları yaparken, İtalya’da Giorgia Meloni liderliğindeki post-faşist İtalya’nın Kardeşleri (Fdl) ile aşırı sağcı Lega (Lig) ve ‘Forza Italia’ (Haydi İtalya) 2022’de iktidara yerleşti.
DAHA DA GÜÇLENECEKLER
İşte 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde 6-9 Haziran 2024 tarihlerinde yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesi gözler yeniden aşırı sağcı partilere çevrildi.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre 400 milyona yakın seçmenin, AP’de görev alacak 720 milletvekilini belirlemek için sandık başı yapacağı seçimlerden aşırı sağcıların güçlenerek çıkmasından hareket edilmekte.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) isimli düşünce kuruluşu adına yapılan anketlere göre, aşırı sağcı, aşırı milliyetçi ve sağ popülistlerin Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Macaristan, İtalya, Hollanda, Polonya ve Slovakya’daki AP seçimlerinden ‘en güçlü parti’ olarak çıkmaları beklenmekte.
Almanya, Bulgaristan, Estonya, Finlandiya, İspanya, Letonya, Portekiz, Romanya ve İsveç’te de ikinci veya üçüncü güçlü parti olacaklarından hareket edilmekte.
Yani Avrupa’da ‘sağa kayma’ AP seçimlerinde de yaşanacak.
DEMOKRASİ İÇİN TEHLİKE
Ipsos araştırma şirketi tarafından yapılan kamuoyu yoklamasında da benzer sonuçlar alınmıştır.
Ipsos’un anketlerine göre de aşırı sağda yükseliş, Yeşiller ile liberallerde ‘çöküş’ beklenmekte.
Her ne kadar bu anketler aşırı sağcıların Avrupa Parlamentosu’nda söz sahibi olamayacaklarını ortaya koysa da böyle devam etmesi halinde Avrupa’ya düzensiz göç, enflasyon artışı, Avrupa Konseyi’nin yetki alanın daraltılması ve ulusal yönetimlere daha fazla yetki verilmesi politikasıyla oy avcılığı yapan aşırı sağcı partilerin güçlenmesi sürecektir.
İnsanların en mutlu olduğu ülkelerde bile ‘aşırı sağa kayma’, demokrasi ve özgürlük için bir tehlike ve tehdittir.
Toplumsal barışın korunması ve barış içinde yaşanması için insanların aşırı sağcı faşist ideolojilere, faşistlere değil, özgürlükçü demokrasiye ve sağduyulu demokrasi sevdalılarına ihtiyacı vardır.
Her yerde...
Avrupa’da da...