Güncelleme Tarihi:
ALMAN YASALARINA UYGUN BİÇİMDE KURULDU
Evet...
DİTİB, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı da Cumhurbaşkanlığı’na.
Ama merkezi Köln’de bulunan DİTİB, 135 derneğin katılımıyla 5 Temmuz 1984 tarihinde Alman Dernekler Yasası’na uygun bir biçimde kurulmuştur.
Amaç, Almanya genelinde kendi bünyesindeki derneklerin faaliyetlerini koordine etmek, dini, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle Almanya’daki Türk ve Türkiye kökenli toplumu desteklemektir.
DİTİB, Almanya’nın eski Başbakanı Angela Merkel döneminde hayata geçirilen Almanya İslam Konferansı’na yıllarca aktif katkılarda bulunmuştur.
DİTİB bünyesinde Almanya’da şu anda 857 cami ve bine yakın dernek bulunmaktadır.
İMAMLAR DA BURALADIR
Evet...
Almanya’da politik sorumluluk taşıyanlar yıllarca bu ülkede yaşayan göçmen kökenlilerin dinleriyle ilgilenmediği için diğer dini kuruluşlar gibi DİTİB’in imamları da Türkiye’den gelmiştir.
DİTİB bünyesindeki camilerde şu anda imam olarak görev yapan, yüksek öğrenimlerini Almanya ve başka Avrupa ülkelerinde tamamlamış 200’e yakın din adamı vardır.
Bunların çok büyük bir bölümü de Alman vatandaşıdır.
Nasıl artık bu ülkede yaşayan Türkler, Türkiye ve diğer göçmen kökenliler ‘buralı’ olmuşlarsa bu imamlar da ‘buralıdır’.
Yani DİTİB’in imamları ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imamları değil, bu ülkede yaşayan Müslümanların imamıdır’.
Almanya’da farklı çevreler gibi bazı medya organları ve gazeteciler kabul etseler de etmeseler de bu gerçeği değiştiremeyeceklerdir.
Kaldı ki, Alman Anayasası’nın temel haklarla ilgili 4’üncü maddesinde “Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz. Dinin rahatsız edilmeden uygulanması güvence altındadır” denilmektedir.
Alman Anayasası’nın bu maddesi, Almanya’daki geçerli yasalara göre kurulmuş, Almanya’daki Müslümanların oluşturduğu en büyük kuruluşların başında gelen DİTİB ve bünyesindeki dernekler için de geçerlidir.
Bu gerçek hiçbir zaman unutulmamalı, göz ardı edilmemelidir.
Alman medyası artık Suriye’de, Irak’ta teröristler tarafından öldürülerek şehit olan Türk askerlerini “Erdoğan’ın askerleri” olarak nitelemekten de vazgeçmelidir.
Çünkü onlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın askerleri değil, Türkiye’nin askerleridir...
Onlar Türk askerleridir.
Onlar Türk ulusunun askerleridir.