Güncelleme Tarihi:
DANİMARKA İslam Toplumu (DİT) Başkanı Mustafa İncikli, DİT ve Danimarka Müslümanlar Birliği adına yaptığı yazılı açıklamada, meclis kürsüsünde Danimarka’da İslam toplumlarına müsaade verilmemesi ve kapatılmasının gündeme gelmesini kaygıyla izlediklerini belirtti: “İki ırkçı parti arasında çekişmeye varan bu görüşme, demokrasiye, insan temel hak ve özgürlüğüne, din özgürlüğüne inanan sayın milletvekillerinin ret oyu kullanmasıyla, yasa teklifi kabul edilmeyip ezici bir çoğunlukla reddedildi. Sağduyunun galibiyetine Danimarka halkı ve Danimarka’da yaşayanlar şahitlik ettiler. Hıristiyanlık ve Yahudilik nasıl ki dünyadaki gerçek ise İslam da dünyanın ve Danimarka’nın bir gerçeğidir. Nasıl Hıristiyan ve Yahudi toplulukları dinlerine hakaret edilmeden bu toplumda var ve ibadetlerini özgürce yapabiliyorsa, biz Müslümanların da bu toplumun bir parçası olarak aynı şekilde özgürce ibadetlerini yapabilmesi gerekmektedir.”
‘NABIZ YOKLAMASI YAPTILAR’
Danimarka Türk Diyanet Vakfı (DTDV) çatısı altında faaliyet gösteren ve başkent Kopenhag yakınlarındaki Albertslund kasabasında bulunan Alaaddin Camii’nin Dernek Başkanı Doğan Polat ise yasa tasarısının meclise sunulmasını ‘çok üzücü’ olarak nitelendirdi: “Demokrasi, anayasa ve Danimarka değerleri adına üzücü bir gündü. Çok şükür ki çoğunluk buna ‘Hayır’ dedi. Bu partinin böyle bir teklifi meclise getirmesi bekleniyordu. Aslında bu insanlar bu teklifi neden getiriyorlar, neden yapıyorlar, anayasaya aykırı olmasına rağmen? Bence bir nabız yoklaması yaptılar. Üzerine çalışmalara devam edeceklerini düşünüyorum.”
‘KORKUNÇ BİR YASA TASARISI’
Siyasetçiler de parlamento kürsüsünde Müslümanlar üzerinden oy kavgası yapılmasını eleştirdi. Sosyal Liberal Parti milletvekili Zenia Stampe, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Danimarka Parlamentosunun tarihinde bir dip nokta yaşadık. Yeni Sağ ve Danimarka Halk Partisi, ülkenin kürsüsünü İslam’la kim daha iyi mücadele ediyor kavgası için kullandı” ifadelerine yer verdi. Parlamentoda bağımsız olarak görev yapan milletvekili Simon Emil Ammitzböll-Bille de tasarıyı eleştirdi: “Korkunç bir yasa tasarısı. Danimarka toplumunda yaşayan azınlıktaki dini bir toplumun, halkın diğer kesiminden daha kötü haklarla yaşamasını istemek ne demek oluyor? Danimarka’nın temel inanç haklarına aykırı.”
BİRÇOK HAKLARI VAR
Danimarka’da, Türkiye kökenli Müslümanların oluşturduğu DTDV ve DİT’in yanı sıra Danimarka Alevi Birlikleri Federasyonu (DABF) ‘inanç toplumu’ olarak Kilise Bakanlığı tarafından tanınıyor. ‘İnanç toplumu’ olarak tanınan dini gruplar, dini nikâh kıyma yetkisine sahip olmanın yanı sıra cemaatin din görevlisi Danimarka’da oturma izni alabiliyor. İnanç toplumları kendi okullarını açma hakkı elde edebiliyor ve kendilerine ait huzurevi ile mezarlıkları olabiliyor, hastanede ya da hapishanedeki cemaatin üyelerini ziyaret etme hakkı bulunuyor. İnanç toplumu olarak tanınan bir dini cemaate bağış yapanlar, bağışlarını vergiden düşebiliyor.
Kanun tasarısı oylamasında 95 milletvekilinden 85’i ret, 8 milletvekili çekimser, 2 milletvekili ise tasarı lehine oy kullanmıştı.