Güncelleme Tarihi:
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfının Direktörü Şen, Hristiyan Sosyal Birlik Partisine (CSU) yakınlığıyla bilinen Hanns Seidel Vakfı tarafından Münih kentinde düzenlenen "Almanyada Entegrasyon" konulu panelde yaptığı konuşmada, Almanyanın bir göç ülkesi olduğu gerçeğinin görülerek göçmenlerin neye uyum sağlayacaklarının tam olarak tarifinin yapılması gerektiğini belirterek, "Göçmenler, kendi kültürel kimliklerini koruyarak yasal açıdan uyumu sağlayabilirler" dedi.
Almanyada 70 bin Türk girişimcinin 50 milyar avroluk yatırım potansiyeliyle ekonomik entegrasyonu sağladığına işaret eden Şen, üstelik bu ekonomik entegrasyonun, yabancılar politikasında katı tutumuyla bilinen Bavyera eyaletinde daha başarılı olduğunu ifade etti.
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde yapılan bir araştırmanın da Türklerin sadece yüzde 2sinin Almanlarla hiçbir bağ kurmadan yaşadığını ortaya koyarak, bu konudaki bazı ön yargıları kırdığını kaydeden Şen, aile birleşimi kapsamında Almanyaya getirilecek eşlerin önceden Almanca öğrenmeleri şartını ise eleştirdi.
Panele katılan Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Jürgen Heike, Nürnberg kenti Göçmen ve İltica Dairesi Başkanı Albert Schmid ve Berlin-Neukölln Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky de uyum konusunda en önemli konuların Almanca öğrenilmesi ve anayasaya bağlılık olduğuna vurgu yaptılar.
Konuşmacılar, ülkede paralel toplumların oluşmaması için birlikte yaşamın mümkün olduğunun herkes tarafından gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, uyumun tek taraflı bir süreç olmadığına dikkati çektiler.