Mültecilere karşı yasalar sertleşiyor

ANLAŞMAYI Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Adalet Bakanı Marco Buschmann ve Ekonomi Bakanlığı Devlet Sekreteri Anja Hajduk tanıttı. Buna göre, festivallerde, spor etkinliklerinde, fuarlarda ve diğer büyük etkinliklerde bıçak bulundurma yasağı getirilecek. Eyaletlere tren istasyonu gibi kalabalık yerlerde kontrolü artıran geniş yetkiler tanınacak. Trenlerin uzun mesafe seferlerinde de ülke genelinde geçerli olacak bir bıçak yasağı uygulanacak. Koalisyon hükümeti, şiddet yanlısı radikallere karşı da önleyici tedbirler almayı planlıyor. Bu bağlamda, para akışlarının kontrol edebilmesi için soruşturma birimlerine daha geniş yetkiler verilecek. Ayrıca, şüphelilerin kimlik tespiti için ‘yüz tanıma’ teknolojisinin kullanımına ilişkin yetkiler de genişletilecek.
Hükümet, belirli sığınmacıların devlet yardımlarını kesmeyi de planlıyor. Buna göre, ‘Dublin Anlaşması’ gereği başka bir Avrupa ülkesinin sorumluluğunda olan ve ‘geri kabulü’ onaylanan göçmenlerin sosyal yardım paraları kesilecek. İçişleri Bakanı Faeser, “Almanya’da kimse açlıktan ölmeyecek ve sokakta kalmayacak” derken, bu kişilerin sosyal yardımlardan artık faydalanamayacağını ve bunun sorumluluğunun ilgili ülkeye ait olacağını belirtti.

‘GÜVENLİK İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR’
Adalet Bakanı Buschmann bu kesintiyle, sığınmacıların yetkililerle irtibata geçeceğini veya gönüllü olarak geri dönmeye teşvik edileceğini söyledi. Buschmann, ‘zorunlu nedenler olmaksızın’ tatil gibi sebeplerle anavatanına dönenlerin Almanya’daki koruma haklarını kaybedeceğini ifade etti. Ancak bu kural, askerlik nedeniyle eşlerini ziyaret eden Ukraynalıları kapsamayacak. Kurallar, genç sığınmacılar için de geçerli olacak. Ekonomi Bakanlığı temsilcisi Hajduk ise alınan önlemlerin Almanya’nın güvenliğini artırmak adına önemli adımlar olduğunu vurguladı. Hajduk, “Bu ihtiyacın gerekliliğini bize korkunç saldırı bir kez daha gösterdi” dedi.
Önümüzdeki salı günü federal hükümetle yapılacak iltica zirvesinde CDU/CSU parlamento grubunu temsil edecek olan Thorsten Frei, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, “Koalisyonun önerileri iyi bir başlangıç, ancak göç politikası ve iç güvenlikte köklü bir değişiklik için daha ileri gitmemiz gerekiyor” dedi. CSU Eyalet Grup Başkanı Alexander Dobrindt, “Görünüşe göre şimdiye kadar hükümetin her zaman reddettiği şeyler mümkün hale geliyor. Yasa dışı göç sayılarının düşmesi ve sınır dışı etme sayılarının artması gerekiyor” diye konuştu.

‘SEÇİMDEN KORKTUKLARI İÇİN’
AfD lideri Alice Weidel ise ‘X’ hesabında yaptığı paylaşımda hükümetin adımını ciddiye almadı. Weidel, “Göç felaketinden ve iç güvenliğin zayıflamasından sorumlu olanlar, eyalet seçimlerinden hemen önce kendi yarattıkları göç krizini gerçekten çözmek istiyormuş gibi davranıyorlar. Seçmenler bu panik dolu PR’dan etkilenmeyecek” ifadelerini kullandı. BSW (Sahra Wagenknecht Birliği) lideri Sahra Wagenknecht de “BSW, Mannheim ve Solingen’deki suçlardan önce de kontrolsüz göçün durdurulmasını talep etmişti. Ancak koalisyon hükümeti bu önlemleri ikna oldukları için değil, pazar gününden korktukları için duyuruyor” dedi.
SPD Eş başkanı Saskia Esken, Augsburger Allgemeine gazetesine yaptığı açıklamada, terörle mücadele edeceklerini söyledi. Ancak aynı zamanda, “Alınacak tüm tedbirlerde SPD olarak insan haklarına ve uluslararası yükümlülüklere tam olarak uyulmasını sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

PRO ASYL’DEN ELEŞTİRİ
Ancak koalisyon ortaklarının üzerinde anlaştığı planlar, eleştirileri de beraberinde getirdi. Mülteci örgütü Pro Asyl, özellikle sığınmacılara yönelik yardım kesintilerinin anayasaya aykırı olduğunu açıkladı. Açıklamada, “Federal Anayasa Mahkemesi, sosyal yardımların caydırıcı etkiler bahanesiyle kesilemeyeceğini veya keyfi olarak azaltılamayacağını açıkça belirtmiştir” denildi.