Güncelleme Tarihi:
Arnavutluk'un bağımsızlığının 100. yıl dönümü kutlamaları için başkent Tiran'da bulunan Bozdağ, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Tiran ofisi ve Tiran Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'ni ziyaret ederek, yetkililerden bilgi aldı.
TİKA Tiran ofisini ziyareti sırasında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Bozdağ, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Tartışmaların yapılması normal. Çünkü dizinin hem Türkiye hem Balkanlar hem de dünyanın diğer yerlerindeki izlenme oranı çok yüksek. Tabii, diziler tarihi karakterlerle alakalı olunca da tarihin gerçekleriyle uyuşması beklenir. Ancak Muhteşem Yüzyıl'la ilgili baktığımız zaman burada gerçeklerle örtüşmeyen pek çok sanal sahnelerle uydurma birtakım yönleriyle beraber tanıtılan bir Kanuni söz konusu. Kanuni'nin yaptıklarını doğru gösteren bir diziye kimsenin itirazı olmaz, olması da düşünülemez. Bizim itirazımız dizinin bizim tarihimizin gerçeklerine uymaması, gerçeklerden öte tarihe iftira içerecek pek çok özeli barındırması nedeniyledir. Yoksa bu diziyle alakalı değil, tarihi çarpıtan yaklaşımlarla ilgilidir."
Türkiye'de medyada söz konusu diziyi eleştiren pek çok kişi olduğuna işaret eden Bozdağ, "Ancak başbakanımız konuştuktan sonra baktık ki bu eleştirenler farklı laflar söylüyorlar. Bizim söylediklerimiz çok açık. Doğrular ve gerçekler üzerine yapılan her dizi, elbette daha faydalıdır. Yalanlar ve iftiralar üzerine kurulan bir dizi de doğru bir yaklaşım ortaya koymuyor. Yani herkes bilmeli ki bu dizideki Kanuni'ye ait bilgilerin büyük bir kısmı yalan ve iftira üzerine kurgulanmıştır" diye konuştu.
"Kanuni'nin defnedildiği yerle ilgili arama çalışması yapılıyor"
Arnavutluk ziyaretine de değinen Bozdağ, Arnavutluk'un kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla Türkiye'yi temsilen Tiran'da bulunduğunu, bu vesileyle Arnavutluk'taki kurumları ziyaret ettiğini söyledi.
TİKA'nın Tiran ofisini ziyaret ettiğini, yapılan ve yapılması planlanan projeler hakkında bilgi aldığını ifade eden Bozdağ, Arnavutluk ve diğer Balkan ülkelerinde TİKA'nın çok başarılı çalışmalar yaptığını belirtti. Bozdağ, "Ülkedeki ecdat yadigarı eserler ayağa kaldırılırken öte yandan Arnavutluk'un ihtiyacı olan konularda onlarla işbirliği yapmak adına önemli projeler gerçekleştiriliyor. Arkadaşlarımı tebrik ediyorum" dedi.
Dünyanın neresinde olursa olsun TİKA olarak ecdat yadigarı eserlerin tespiti, onarımı ve aslına uygun bir şekilde kaybolmuşsa bile yeniden yapılması konusunda ciddi çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede Balkanlar'ın yanı sıra Orta Asya'da, Kafkasya'da, Afrika'da, Ortadoğu'da ecdadımızın ayağının değdiği her yerde bu anlamda çalışmalar yapıyoruz, projeler üretiyoruz. Geçmişte Orhun Abideleri'yle ilgili adımları da biz attık. Orada yolun asfaltlanması dahil, gelen ziyaretçilerin kullanımına daha elverişli hale gelmesi için adımlar attık. Yine biliyorsunuz Kosova'da Murat Hüdavendigar Türbesi ve etrafıyla ilgili orada önemli çalışmalar yapıyoruz. TİKA şu anda orayı daha kapsamlı ve uygun hale getirmek için adımlar atmakta. Çalışmalar devam ediyor. Belediye ile beraber yapıyoruz."
Kanuni Sultan Süleyman'ın defnedildiği yerle ilgili de bir arama çalışması olduğunu vurgulayan Bozdağ, "TİKA ile beraber imzalanmış bir anlaşma var. Macaristan ile TİKA arasında bir anlaşma imzalandı. Bu çerçevede defin yeriyle ilgili bir araştırma yapılacak. Bulunduğu takdirde de ona göre bir çalışma yapacağız. TİKA olarak biz onu da bulacağımızı düşünüyorum ve orayı da milletimizin ve tüm insanların ziyaretine açılacak hale getireceğiz" dedi.
"Kıyafette tek tipçi anlayıştan vazgeçildi"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, okullardaki kıyafet serbestliğine ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu:
"Türkiye'de kıyafet konusunda tek tipçi anlayıştan vazgeçilmiştir. Çocukları bir kalıba sokan yaklaşıma son verilmiştir. Ya kara önlük ya mavi önlük. Bunların hepsinden artık vazgeçilmiştir. Bunlar tamamen öğrencilerin velilerinin tercihlerine ve takdirlerine bırakılmıştır. Bundan sonra rahat bir şekilde herkes dilediği kıyafeti tabii belli ölçülere ve belli kurallara uymak koşuluyla giyebilecektir. Yani bu alanda bir rahatlık ve özgürleştirme gerçekleştirilmiştir. Doğru bir adım atılmıştır. Dünyanın pek çok yerinde de tek tipçi kıyafetten vazgeçildi.
Bizim öğrenciliğimizde şapka giyerlerdi. Okulların şapkalarındaki şeritler birbirlerinde farklı olurdu. Kimilerinin ki yeşil, kimisi beyaz, kimisi sarı olurdu ve adeta bir askeri kıyafet gibi. Hatta yolda giderken öğretmenlere askerler gibi selam verirlerdi. Tabii Türkiye onları geride bıraktı. Ama baktığımız zaman da yine askeri usulde bir yetiştirme tarzı var, kıyafet alanındaki tek tipçilik kişilerin de bu alandaki özgürlüğünü daraltıyordu, şimdi özgürleştirildi. İmkanı olan var, olmayan var herkes kendi durumuna göre bir değerlendirme yapacak ve çocuğunu da ona göre okula gönderecektir. Okul kıyafeti fiyatlarına baktığınız zaman çok yüksek bir düzeyde. O kıyafeti veli almak istemiyorsa almayacak. Bir hürriyet alanı oluşturuldu, bundan ideolojik anlamda bir kavga çıkarmak fevkalade yanlış olur. Bizim yaptığımız doğrudur ve millet bunu takdir edecek."
BDP'li milletvekillerine ait dokunulmazlık dosyaları
Bozdağ, bazı BDP'lilere ait dokunulmazlık dosyalarının TBMM'ye sunulmasına ilişkin soru üzerine de "Konu şu anda TBMM'de. TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonu'ndan oluşan karma komisyon bu konuda bir değerlendirme yapacak. Eğer kaldırılması yönünde bir karar verirse Genel Kurul'a gelecek. Genel Kurul da buna onay vermesi halinde dokunulmazları kalkacaktır. Bunun sonucunda, kalkarsa tabii, sonuçta bu Genel Kurul takdirinde olan bir konu. Bunun anlamı soruşturma ve yargılama önündeki engel kalkacak, soruşturma devam edecek. Dava açıldığı takdirde de yargılama devam edebilecek ama dokunulmazlığı kalkan milletvekilinin milletvekilliği sıfatı ve bu sıfattan doğan hakları devam edecektir" diye konuştu.