Güncelleme Tarihi:
HÜKÜMETE GÜVEN DİPLERDE
Evet...
Almanya’da Olaf Scholz başbakanlığında SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümetine güven dibe vurmuştur.
Daha doğrusu güvensizlik tavan yapmıştır.
Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya’da halkın yüzde 80’e yakını hükümete güven duymamaktadır.
Evet...
Şansölye Scholz’a güven de diplerdedir.
Almanya’da halkın yüzde 82’si “Başbakan Scholz işini iyi yapmıyor” görüşünü paylaşmaktadır.
Ama muhalefet partileri istiyor diye Almanya’da ‘erken seçim’ yapılması mümkün değildir.
Çünkü Almanya’da geçerli yasalara göre genel seçimler her 4 yılda bir yapılmaktadır.
Alman Anayasası’na göre, genel seçimlerden sonra çoğunluğu sağlayıp bir hükümet kurulamaması halinde erken seçime gidilir.
Alman Anayasası’na göre, iktidardaki partiler Federal Meclis’teki çoğunluğu kaybetmediği sürece, 4 yıllık yasama dönemi sona ermeden erken seçim ancak başbakanın güven oyu talep etmesi ve oylamayı kaybetmesi ya da muhalefetin güvensizlik önergesi sunup oylamayı kazanması ve cumhurbaşkanının parlamentoyu feshetmesiyle mümkündür.
16 YIL BAŞBAKANLIK YAPTI
Almanya’da ilk güvensizlik önergesi CDU/CSU tarafından SPD ile FDP’nin Willy Brandt başbakanlığında oluşturduğu koalisyon hükümetini bazı FDP’li parlamenterlerin de desteğiyle iktidardan uzaklaştırmak için verildi.
Sadece iki fazla oyla da olsa SPD’nin ‘anıt adamı’ olarak bilinen Willy Brandt koltuğunu korudu.
1982 yılında hükümet ortağı FDP’nin ‘cephe değiştirip’ CDU/CSU ile ortaklık etme kararı üzerine SPD’li Başbakan Helmut Schmidt’i iktidardan etmek için ‘yapıcı güvensizlik önergesi’ sunuldu.
Ve CDU’lu Helmut Kohl, FDP’nin desteğiyle 1 Ekim 1982’de başbakanlık koltuğuna oturdu.
Ve aralısız olarak 16 yılı aşkın süre koltuğunu korudu.
2005 yılında da SPD’li Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, partisinin oy kaybetmeye başlaması üzerine olası bir erken seçimden güçlenerek çıkma hedefiyle güven oyu istedi.
SPD’li parlamenterlerin de ‘anlaşmalı’ olarak verdikleri “Hayır” oylarıyla güven oylamasını kaybeden Schröder, 18 Eylül 2005’te yapılan genel seçimlerde yenilgiye uğrayıp koltuğunu CDU lideri Angela Merkel’e kaptırdı.
*
Evet...
Şu andaki kamuoyu yoklamalarına göre SPD’nin oy oranı yüzde 15, Yeşiller’in yüzde 12 ve FDP’nin yüzde 4 civarındadır.
Bu veriler ışığında SPD’nin de Yeşiller’in de FDP’nin de erken seçim istemesi ‘intihar’ demektir.
Nitekim bunu bilen ve yüzde 5 barajını aşamayacağı korkusu yaşayan liberaller, yani FDP’liler, kendi partililerine “Erken seçimi unutun. ‘Koalisyonu terk edelim’ söylemini ağzınıza bile almayın” demektedir.
SPD’liler ve Yeşiller de öyle...
Kendi açılarından haklılar da...
O nedenle CDU/CSU’nun bu yasama döneminde erken seçime giderek iktidara gelmesi tamamen hayaldir.
Kimsenin ortaklık etmek istemediği AfD’nin de öyle...