Morgdaki cenazeye 5 yıldızlı fatura

BELÇİKA’nın Flaman bölgesindeki Meulebeke kasabasında yaşayan Türk aile, geçen yıl cinayete kurban verdikleri oğulları 32 yaşındaki Süleyman ve 33 yaşındaki Uğur Aygün’ün cenazelerini almak için tam 468 gündür bekliyor.

2 oğlundan kalan 6 yetim torununu da yanlarına alan baba Vahit Aygün (63) ve anne Naciye Aygün (62) çifti, bölge savcısı Marc Allegaert’ın ‘dosya tamamlanmadığı’ gerekçesiyle morgda beklettiği cenazeler için her gün 140 Euro ödüyor. Avukat masraflarıyla birlikte 100 bin Euro’luk bir borcun altına giren ve yaşadığı sorunlar nedeniyle sağlığını kaybeden Aygün çifti, cenazeleri teslim alır almaz tek varlıkları olan evlerini satarak borçlarını ödemeyi ve zaman kaybetmeden 40 yıldır yaşadıkları Belçika’yı terk etmeyi düşünüyor.

Herkesten yardım istedik
Cebinden çıkardığı kalın bir deste kartviziti göstererek bugüne dek çalmadık kapı bırakmadıklarını ancak çare bulamadıklarını belirten baba Vahit Aygün, Belçika Kralı’na da mektupla ulaştığını ve onun referansıyla Belçika Adalet Bakanı’yla görüştüğünü söyledi. Aygün, “Belçika’yı ziyaret eden birçok Türk yetkiliye derdimi anlattım. İki kez Türkiye’ye gittim ve TBMM’den yardım etmelerini istedim. Olayla ilgi herkes anlattıklarıma inanmakta zorlandı ve ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştılar. Ancak savcı Allegaert’a bir türlü ulaşamadık” diye konuştu.

Dünyada bir örneği yok
Savcının cenazeleri teslim etmek için istediği her türlü güvencenin Türk hükümeti tarafından verildiğini ancak 5 farklı mahkemede de savcının ‘dosyayı tamamlayamadığı’ gerekçesiyle sonuç alamadıklarını belirten Aygün, şunları söyledi: “Otopsiler yapılmış. Olay faili meçhul değil. Savcı cenazeleri mi konuşturacak? İnsan hakları nerede? Dünyada yaşadığımızın bir örneği daha varsa, ben susacağım. Çocuklarım öldürüldükten sonra onları hiç görmedim. Torunlarım okulda arkadaşları bu konuyu açtıklarında eve ağlayarak geliyor. Cenaze merasiminde bile çocuklarımı göremedim. Cinayete kadar sağlığım yerindeydi. Bu şehirde herkesin sevdiği, saydığı biriyim. Aradan geçen 15 ayda uyumayı unuttum, ruh sağlığım bozuldu. Nefes darlığı çekmeye başladım. Yaşanan sıkıntılardan dolayı ülser ve kronik hipertansiyon gibi hastalıklara yakalandım. Tüm sağlık raporlarını savcıya göndermeme rağmen hiçbir cevap alamadım.”

Gerekirse çadır kuracağım
Eşi konuşurken gözyaşlarını tutamayan anne Naciye Aygün ise ellerinden bir şey gelmediğini ve sürekli Allah’a yalvardıklarını söyledi. “Savcı bir Belçikalıya bunları yapamazdı” diyen anne Aygün, “Yaşadığım sürece mücadelemi sürdüreceğim, gerekirse evimi satıp borçlarını ödeyeceğim ve savcılığın önüne çadır kurup cenazelerimizi alana kadar bekleyeceğim” dedi.

Olay nasıl olmuştu?
Belçika’nın Batı Flaman bölgesindeki Kortrijk şehri yakınlarındaki Meulebeke kasabasında meydana gelen olayda, evlerinin önünde enişteleri tarafından silahla vurulan 32 yaşındaki Süleyman ve 33 yaşındaki Uğur Aygün kardeşler olay yerinde yaşamını yitirdi. Görgü tanıkları, 34 yaşındaki enişte M.U. ile Aygün kardeşlerin sokak ortasında tartışmaya başladıklarını, kısa süre sonra M.U.’nun silahını çekerek 8 el ateş ettiğini söylemişti. Cinayetin ardından kaçan enişte, bir süre sonra silahıyla birlikte polise teslim olmuş, görgü tanıklarına göre yanında olduğu iddia edilen kişi ise kayıplara karışmıştı. Kortrijk Savcılığı, yaşananları bir aile dramı olarak nitelemiş, cenazeleri de otopsi yapılmak üzere morga kaldırmıştı.