Güncelleme Tarihi:
BELÇİKA’nın Flaman bölgesindeki Meulebeke kasabasında yaşayan Aygün Ailesi’nin ‘cenaze işkencesi’ sonunda bitti. 937 gündür morgda beklettiği Uğur (32) ve Süleyman Aygün (33) kardeşlerin cenazeleri için aileye 130 bin Euro’yu aşan morg faturası çıkartan Kortjijk Savcısı Marc Allegaert, hazırlık soruşturmasını tamamlayarak mahkemeye sundu. Bunun üzerine mahkeme, cenazelerin delil olarak tutulmasına gerek olmadığına hükmederek Türkiye’de defnedilmelerine 5 Nisan’da izin verdi.
KENDİSİYLE ÇELİŞTİ
Cinayetin ardından iki oğlundan kalan altı torununu yanlarına alan Vahit (64) ve Naciye (63) Aygün cifti ise çocuklarının cenazelerini de alarak Türkiye’ye yerleşme istediklerini açıkladı. Savcının cenazeleri bu kadar beklettikten sonra üzerlerinde hiçbir işlem yapmadan teslim ettiğini belirten Vahit Ergün, savcının kendisiyle çeliştiğini söyledi. Aygün, bu süreçte kendilerini yalnız bırakmayan Türk yetkililere ve cenazelerin teslim edilme kararının ardından telefonla arayarak her türlü destek sözü veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na da teşekkür etti.
DÖNÜP BAKMAM
“İnsan vatanının, devletinin kıymetini böyle durumlarda daha iyi anlıyor” diyen Aygün, 1974’te yerleştiği ve 15 yıldır vatandaşı olduğu Belçika hakkında ise şunları söyledi: “Neredeyse 40 yıldır çok farklı işlerde çalışarak bu ülkeye hizmet ettim. Hiçbir olaya karışmadım, karakol kapısından bile geçmedim. Vatandaşız ama kara kafalıyız, bunları yaparak bize ‘gidin’ diyorlar. Cenaze işlerini tamamlayayım Türkiye’ye döneceğim ve Belçika vatandaşlığımı iade edeceğim. Belçika’nın taşı toprağı altın olsa dönüp bakmam.” İki kardeşin naaşları Brüksel’de Fatih Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından bugün Emirdağ’ın Güveçci köyünde defnedilmek üzere Türkiye’ye gönderilecek. Aygün ailesi, Türkiye’ye yerleşecek olsalar da yaşadıklarının haksızlık olduğunu kayıtlara geçirebilmek için hukuk mücadelesi vermekte kararlı.
SAĞLIĞIMIZI KAYBETTİK
Olaydan sonra eşiyle birlikte sağlık sorunları yaşadıklarını belirten Vahit Aygün, artık oksijen tüpüyle yaşamak zorunda olduğunu, uykusunun 5-10 dakikayı geçmediğini, ülser, yüksek tansiyon ve kısmi felçlerle boğuştuğunu anlattı. Naciye Aygün de “Tansiyon nedir bilmezdim. Bu olaydan sonra tansiyonum 23-24’lere çıktı. Üç ayrı tansiyon hapı kullanıyorum” dedi. Naciye Aygün, 5 Nisan’da cenazeleri teslim alabilecekleri yönünde mahkeme kararını getiren polisin, bu olaydan utanç duyduğunu söylediğini ve kendisiyle ağladığını anlattı.
Avrupa’nın adaleti bu
VAHİT Aygün’le telefonla görüşen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ardından şu açıklamayı yaptı: “Belçika’da hukuku ayaklar altına alan bir yaklaşım içerisinde oldular. Maalesef bizim girişimlerimize de cevap vermediler. Cenazeleri morgda tutuyorlar, kira ücretini de aileden alıyorlar. Böylesi bir hukuk Belçika’da uygulanıyor. Aile hukuk mücadelesini devam ettiriyor. Biz de kendilerine yardım edeceğiz. Bu konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınacak, haksızlık son bulacak. Maalesef Avrupa’nın adaleti bu.”