Modern Avrupa’nın Anadolu Korkusu

DERGİNİN sorumlu yönetmeni Osman Çutsay’ın, Modern Avrupa’nın Anadolu Korkusu ve Kaynaklı başlıklı yazısında, uygarlığın beşiğinin Anadolu ve Ege olduğu, ancak Batı’nın bu gerçeği örtmek için çaba harcadığı görüşü savunuldu. 

Zürih’te yaşayan jeoarkeolog Dr. Eberhard Zangger’in bulgu ve tezlerini yazısına kaynak alan gazeteci-yazar Osman Çutsay, bronz çağında Batı Anadolu’da gelişmiş bir uygarlık olan Luwiya ülkesi ve halkı Luviler’le ilgili araştırma yapmak hedefiyle kurulan vakıfın görüşlerini, okurlarına şöyle yansıttı:
“Uygarlığın beşiği bugünkü Türkiye coğrafyasıydı ve o coğrafya, içerdiği kültürlerle birlikte bugünkü Yunanistan’dan çok daha önemliydi. Ancak modern zamanlarda, Batı bu gerçeğin üzerini örtmek için çok çaba harcadı. 1990’larda Atlantis ve Troya’yı ilişkilendiren genç bir jeoarkeolog olan Dr. Eberhard Zangger, Troya’nın ve bulunduğu bölgenin, Bronz Çağı’nın en gelişkin uygarlığı olmasına rağmen, hak ettiği arkeolojik ve tarihsel ilgiyi görmediği düşüncesindeydi. Zangger, Troya’nın aslında Atlantis’e karşılık geldiğini ileri süren kitabını yayınlayınca önce büyük bir ilginin odağı oldu ama sonra Batılı arkeologlar, hatta Türkiye’deki meslektaşlarının da tepkisiyle karşılaştı. Troya’nın çevresindeki kanalların bulunması için helikopterle özel ölçümler yapılması gerekiyordu. Ancak hem Troya kazılarını yöneten Prof. Manfred Korfmann hem de Prof. R. İlhan Kayan buna engel oldular. Avrupa ve Türkiye’deki arkeologlar, Zanngger’in şarlatan olduğunu bile ileri sürdüler. Araştırmaları tıkanan Zangger; arkeolojiden uzaklaşarak 2000’lerde Zürih’te danışmanlık yapmaya başladı. Ancak, Batı Anadolu’da varlığını savunduğu uygarlıkla ilgili tutkusu bitmemiş ki, burada yaşadığını düşündüğü halk Luvileri ve Luwiya’yı incelemek için bir vakıf kurdu. Luwian Studies (Luvi Araştırmaları) adlı bu vakıf, ‘Ege’nin protohistorya ve eski Yakın Doğu araştırmaları uzmanlarından bazıları, Türkiye’nin batısında MÖ. 2. binyılda, bugüne kadar ihmal edilmiş bir kültürün var olduğunu savunmuştur. Ancak Luvi kültürünün varlığına işaret eden birçok ipucu, sistematik olarak araştırılmamıştır’ görüşünü savunuyor.”

TROYA’DA İMHA EDİLDİLER
“Ege Denizi ve çevresinde Geç Bronz Çağı’na ait bilinen 340 yerleşim yerini gösteren bir harita hazırlayan vakıf, ‘Anadolu’nun batısı çok sayıda küçük krallıkla doluydu ve bunlar doğudaki Hititler ile Yunan yarımadasındaki Mikenler arasında bir ittifak sistemi oluşturmuşlardı. Mısır kayıtlarına deniz kavimleri olarak giren ordular, Batı Anadolu’nun bu birleşik prenslikleri ve krallıklarına aitti. Bu deniz kavimlerini Luviler ismi altında inceliyoruz. Bunların düşman Miken ittifakı tarafından Troya’da imha edilen uygarlık olduğu inancındayız’ iddiasını sürdürüyor.”
Bu ilginç tartışmaya ilgi duyanlar, www.avrupa-kultur.eu adresinden yazının tümünü ve Luwian Studies Vakfı’nın savunduğu Luvi uygarlığı ile ilgili bilgileri içeren çeşitli makaleleri okuyabilirler.

SPİEGEL 3 SAYFA AYIRDI
KÜLTÜR Avrupa dergisinde Osman Çutsay tarafından haziran ayında yayınlanan bu arkeolojik ve tarihi tartışma, bu haftaki Der Spiegel dergisine de konu oldu. Spiegel’de Sıfırıncı Dünya Savaşı başlığıyla ile yayınlanan üç sayfalık yazıda özetle, şöyle denildi:

“3200 yıl önce gizemli deniz halkları, Akdeniz’deki bazı ülkeleri yok etti. Bu konu, uzun süre araştırmacılar için bir muammaydı. Şimdi izler Anadolu’daki bilinmeyen güçlü bir kültürü işaret ediyor. Ankara’ya 170 km uzaklıktaki Hattuşaş bölgesinde yaşayan Hititlerin, MÖ 1200’lü yıllarda tarih sahnesinden silindiği ve bunun nedeninin bugüne kadar bir gizem olarak kaldığı vurgulandı. Bir zamanlar Karadeniz’den, Batı Anadolu ve Ege adalarından Mısır deltasına kadar uzanan geniş bir alanda ticaretiyle, sanatıyla, kültürüyle ihtişamlı bir uygarlık vardı. Birden arka arkaya hepsi yok oldu. Uzun süre bu yok oluşun nedeni keşfedilemedi. Volkan mı patlamıştı, halk mı ayaklanmıştı, başka bölgelerden gelen korsanlar mı basıp yakıp yıkmıştı her şeyi? Luwian Vakfı Başkanı Geoarkeolog Eberhard Zangger, şimdi bu sır perdesini arayacak araştırmaları yürütüyor. Vakıf, Ege’deki deniz halklarının oluşturduğu müthiş kültürü ortaya çıkarmak için, Batı Anadolu’da yeni araştırmaların ve kazıların yapılması gerektiğini savunuyor.”