Güncelleme Tarihi:
AYNI dönemde üniversite öğrenimine başlayan öğrencilerin sayısının yüzde 50’den fazla arttığını belirten Ehlert, “Bugün yaklaşık 10 kişiden 6’sı üniversiteye gidiyor. Elbette burada dual eğitimde bunun eksikliğini çekiyoruz. Özellikle inşaat, sıhhi tesisat, ısıtma ve havalandırma, elektronik, gıda, kasap, fırın gibi meslek grupları bu eksiklikten çok etkileniyor” diyerek gençlerin meslek eğitiminden uzaklaştığını belirtti. Ehlert, meslek eğitimine ilgisizliğin nedeninin demografik değişim ve eğitim politikasının çok uzun süredir tek taraflı olarak akademikleşmeye odaklanması olduğunu kaydetti. Ayrıca, birçok gencin meslekler hakkında, meslek eğitiminin çeşitliliği, perspektifleri hakkında, yeterli bilgiye sahip olmadığını ifade eden Ehlert, şunları söyledi: “Toplumda yeniden mesleki eğitim için daha fazla takdire ihtiyacımız var. Bir avukatın oğlu usta bir marangoz olursa, bu bir düşüş değildir. Genç bir kadın, lise diplomalı ya da diplomasız fırında çalışmak istiyorsa bu daha az değerli bir iş değildir. Çünkü memnuniyet ve mesleki başarı, sadece bir lisans veya yüksek lisans derecesine bağlı değildir, aynı zamanda bir meslek öğrenerek, kalfa, usta olarak da memnun olunabilir.”
‘MESLEK EĞİTİMİ HAFİFE ALINIYOR’
Alman Zanaatkârlar Merkez Birliği (ZDH) Başkanı Hans Peter Wollseifer de Schwaebische Zeitung gazetesine verdiği demeçte, “Herkesin hemen hemen her iş kolunda zanaatkârlara, ustalara, kalfalara ihtiyacı var. Ama her gün orada olan ve tüm gerekli ara işleri yapan bu insanlara gereken değer verilmiyor, takdir edilmiyorlar. Bazen insanların zanaatı fazla hafife aldığı hissine kapılıyorum. Sanki bu sadece alışılagelmiş, herkesin yapabildiği pratik el becerileri gibi algılanıyor. Pek çok insan bu arada zanaatkârlığın meslek eğitiminin ne kadar hızlı yol aldığının değiştiğinin farkında değil” diyerek, eskiden altın bilezik olarak görülen ve değer verilen meslek eğitiminin zamanla hatalı eğitim politikaları sonucu nasıl gözden düştüğünü söyledi.