Güncelleme Tarihi:
***
Aslında bu yaklaşım hiç de yeni değil.
Angela Merkel’in koltuğunu koruması, herşeyden önce 2013 yılından beri ortaklık ettikleri Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ‘geleceğine’ bağlı.
SPD, geçen yıl Bavyera’da yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde toplam oyların sadece yüzde 9.7’sini alarak partinin tarihinde görülmemiş bir yenilgiye uğramıştır.
Yine geçen yıl Hessen’de yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde, SPD ancak yüzde 19.8 oy toplayıp, CDU ve Yeşiller’in ardından ‘üçüncü büyük parti’ konumuna düşmüştür.
Son yıllarda SPD, tam bir ‘çöküş dönemi’ yaşamaktadır.
Son aylarda yapılan kamuoyu yoklamaları SPD’de ‘çöküşün’ bu yıl da devam edeceği yönünde ciddi sinyaller vermektedir.
26 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu seçimlerine paralel olarak Bremen’de Eyalet Parlamentosu seçimleri yapılacaktır.
SPD 1945 yılından beri Bremen’de iktidardadır.
Hem de aralıksız olarak.
Ancak ‘SPD’nin kalesi’ olarak Bremen’de de sosyal demokratlar son dönemlerde ‘kan kaybına’ uğramaktadır.
Son aylarda yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, SPD Bremen’de 74 yıldır sürdürdüğü ‘en güçlü parti’ konumunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde önemli ölçüde oy kaybına uğramasına kesin gözüyle bakılan SPD’nin Bremen kalesinin de çökmesi halinde, parti içinden ‘federal düzeyde büyük koalisyonu terk edelim!’ çığlıkları yükselmeye başlayacaktır.
Ama en geç, eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan Brandenburg ve Saksonya’da 1 Eylül’de, Thüringen’de 27 Ekim’de yapılacak Eyalet Parlamentosu seçimlerinden sonra ise ‘büyük koalisyonu terk edelim!’ çığlıklarına paralel olarak tabanın baskısı da artacaktır.
Her ne kadar CDU/CSU ve SPD’den oluşan ‘büyük koalisyon’un bu yasama döneminin sonuna kadar sürdürülmesi öngörülse de, özellikle son dönemlerde ortaklığı bitirmek için bazı adımlar atılmaya başlandı bile.
***
SPD’li Federal Çalışma Bakanı Hubertus Heil’in en az 35 yıl çalışan ve düşük emekli aylığı alanlara ayda 447 Euro’ya kadar ek ödeme yapılması önerisine CDU/CSU karşı çıkmaktadır.
Bakan Heil’ın emeklilerin başka gelir kaynaklarına bakılmaksızın bu ödemede ısrar etmesine CDU ve CSU ‘kesinlikle hayır’ demektedir.
SPD, iklim korunması düzenlemelerinin derhal hayata geçirilmesini istiyor.
CDU ve CSU buna da yanaşmıyor.
CDU ve CSU, gelir düzeyine bakılmaksızın Dayanışma Ödeneği uygulamasına derhal son verilmesini istiyor.
SPD ise buna ‘kesinlikle hayır’ diyor.
SPD’li Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz’un Almanya’nın 2024 yılına kadar NATO’ya Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 2’si oranında katkıda bulunmasını frenleyen politikasına CDU ve CSU’lu politikacılar ateş püskürüyor.
“Yüzde 2 olmasa bile yüzde 1.5 hedefine ulaşmalıyız” diyorlar.
SPD ise kendi önceliklerine odaklanıp, son yıllarda küstürdükleri seçmenleri yeniden kazanabilmek için ‘önce dar gelirliler’ diyor.
Yani SPD’liler bir yerde, büyük koalisyonu terk etmenin yolunu arıyorlar.
İşte bu yüzden, her ne kadar CDU ve CSU’lu politikacılar, ‘Bu yasama döneminin sonuna kadar Merkel’le devam’ deseler de, SPD’nin ortaklığı bitirmesi halinde ‘Merkel döneminin de bitmesine’ kesin gözüyle bakılıyor.