Güncelleme Tarihi:
Kathimerini gazetesinin editoryal yazısında, Berlin’in 1. Dünya Savaşı sonrası kendisine yapıldığı gibi AB’ye kendi isteklerini empoze edemeyeceği belirtilerek ancak dürüst davranarak özeleştireler de yapmak gerektiği kaydedildi.
Yazıda egemenliğin teslim edildiği yönündeki eleştirilere hedef olan tartışma konusunun altında, ülkenin servetini boşa harcayan politikacıların olduğu ifade edilerek, ”Bir Avrupa komiserinin Yunan halkının emeğine politikacılarımızdan daha az saygı göstereceğini kim söyleyebilir?” denildi.
Yunanistan’ın maaşları ve emekli aylıklarını ödemek için ortaklarının verdiği borca bağımlı olduğuna dikkati çekilen yazıda, ”İtibarımızı ve egemenliğimizi, yetersiz ve ahlaken bozuk politikacıların ülkenin geleceğini özel çıkarları ve müşterilerini tatmin etmeleri için rehin etmelerine izin verdiğimizde, uzun süre önce kaybettik” ifadeleri kullanıldı.
Elefteros Tipos gazetesi, "Hoşnutsuzluktan sonra Almanya geri adım attı" başlıklı haberinde Almanya’nın Atina’ya denetimci tayini teklifinin dünkü AB airvesinde tüm Avrupa liderleri tarafından toplu bir şekilde protesto edildiğini ve Merkel’in bu kabul edilemez tezini terk etmesine yol açtığını yazdı. Gazete söz konusu teklifin Almanya içinde de basın ve siyasi partiler tarafından da tepkiyle karşılandığını yazdı.
Aynı gazetenin ilgili başmakalesinde, "Almanya’nın Yunanistan’ın mali işlerindeki kontrolüyle ilgili bu tahrik edici teklifinin hiçbir hükümetten kabul görmeyeceği ortadadır. Ancak Papandreu’nun 2 yıl önce meşhur destek mekanizmasına başvurma kararıyla ülke aslında kreditörlerin sömürgesine dönüştürüldü ve ulusal egemenliğinin önemli bir kısmı troykaya tahsis edildi" denildi.
AB zirvesinde Atina’ya kredi diliminin tahsis edilmesi için 2012-2015 yılları arasında ek önlemlerin alınması için hafta sonuna kadar zaman tanındığı vurgulanarak "Troyka’nın ültimatomu" eğerlendirmesinde bulunuldu. Etnos gazetesi de "Yeni kredi için Alman kaşalotluğu" başlıklı haberinde AB zirvesinde Atina’ya yeni kredi dilimi için yeni ekonomik önlemlerin alınması ve kesintilerin yapılması için çok büyük baskı yapıldığını yazdı. Aynı gazete Almanya’nın denetimci teklifi ile ilgili haberde "Fırtınadan sonra Merkel’den geri adım" başlığı altında diğer liderlerin bu fikre karşı olan açıklamalarına yer verdi.
Aynı gazete başmakalesinde, şu an Yunanistan’a verilen ciddi ekonomik yardımın, sorunu çözeceğine aksine gerginlik yarattığını, baskıların ise hem büyük hem de koordineli bir şekilde yapıldığını yazdı. Başka bir yorumda ise ”Almanya’nın Yunanistan’a karşı saldırısının” Avrupalıları da kendi ülkelerinin geleceği konusunda endişelendirdiğine işaret edilerek, Spiegel dergisinin "Euro-şerif" başlıklı makalesine yer verildi.
”Nein’ler denetimciyi öldürdü” Ta Nea gazetesi ise ”Nein’ler denetimciyi öldürdü” başlıklı haberinde Almanya’nın söz konusu teklifinin gerek Yunanistan’da gerekse Avrupa’da hoşnutsuzlukla karşılandığı, Almanya’da bile tepki çektiği belirtilerek, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de bu antidemokratik önlemden söz ettiğine işaret edildi.
Atina’ya reform ve taahhütlerini yerine getirmesi için baskı yapıldığına dikkati çekilen haberde, AB zirvesinin ardından gece saatlerinde bir basın toplantısı yapan Başbakan Papadimos’un ise halen ciddi sorunların mevcudiyetini kabul ettiğini ancak siyasi partilerin ve milletvekillerin görevlerini yerine getireceklerinden emin olduğunu söylediğine dikkati çekildi.
Aynı gazete Almanya’nın denetimci teklifiyle ilgili başmakalesinde Yunanistan ve Avrupa’daki toplu tepki ile, Almanya’nın bu fikrini iptal ettiği kaydedildi. Ancak ülkede genel olarak bütçenin uygulanmadığı ve hep sapmalar olduğu için önerinin, bir Yunan denetimci veya daimi bir bakanın atanmasını tekrar gündeme getirdiğine işaret edildi.
-Siyasiler de tepkili-
Yunanistan’da tüm siyasetçiler de Almanya’nın bütçe komiseri atanması önerisini olumsuz karşıladı. Hükümet sözcüsü Pandelis Kapsis, "Bütçesinin uygulanmasının sadece Yunan hükümetinin yükümlülüğü olduğunu ve bu tür önlemlere gerek olmadığını" vurguladı. PASOK lideri ve Eski Başbakan Yorgo Papandreu da söz konusu fikri reddederek, "Bu fikrin kabul edilmesi halinde Avrupa’daki demokrasinin sabote edilmesine izin vereceğiz" şeklinde konuştu.
Ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi (ND) milletvekili Hristos Staikuras da, "Bu tür şartların kabul görmesinin mümkün olmadığını" belirtti. Ortodoks Halk Partisi (LAOS) lideri Yorgo Karacaferis "Bunlar komik şeyler, işgal hem de gönüllü... olamaz" dedi.