Güncelleme Tarihi:
Ancak buna rağmen 5 Şubat’ta Thüringen Eyalet Başbakanı seçiminin 3’üncü turunda CDU, kendi adaylarına tek bir oy bile vermeyen AfD’li parlamenterle birlikte hareket edip, seçimlerde yüzde 5 sınırını zar zor aşan Hür Demokrat Parti’nin (FDP) adayı Thomas Kemmerich’e tam destek verdi.
İşte Thüringen’li CDU’luların AfD’nin ‘bu oyununa gelmesi’, Berlin’deki büyük koalisyon hükümetinin geleceğini de tehlikeye soktu.
SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nin tarihinde ilk kez CDU ile FDP nazilerle elele verdi. CDU’nun Thüringen’deki tutumu tam bir rezaletti. Thüringen Eyalet Parlamentosu’nda CDU’nun tutumu, tüm tabuların yıkılmasıydı. CDU’nun bundan kurtulup durumunu düzeltmesi uzun bir süre alacaktır. CDU, Thüringen’de açtığı bu kapıyı derhal kapatmalıdır” dedi.
Lars Klingbeil, “CDU Lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, partisine hâkim olduğunu göstermeli” çağrısında da bulundu.
Ama ‘AKK’ kısa adıyla tanınan Kramp-Karrenbauer, Thüringen’li CDU’lulara söz geçiremeyince, parti liderliğini bırakacağını ve 2021 yılında yapılacak genel seçimlerde muhafazakâr kanadın (CDU/CSU) başbakan adayı olmayacağını açıklamasıyla, büyük koalisyon hükümetinde ciddi bir sarsıntı yaşanmaya başladı.
Bu sarsıntı son günlerde daha da arttı.
CDU Thüringen Teşkilatı’nın Sol Parti’in Thüringen Eyalet Başbakanı adayı Bodo Ramelow’a destek vereceği yönündeki sinyallerin artması üzerine, SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil, “CDU tutum belirlemeli. Hem Sol Parti hem de AfD ile kesinlikle işbirliği yapılmayacağı yönündeki kararında ciddi olduğunu ortaya koymalı” deyince, CDU Lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, küplere bindi.
AKK, SPD Genel Sekreteri’ni, “Partisine çamur atma ve CDU’yu karalamakla” suçladı.
“Bizim tutumumuz belli. Hem Sol Parti hem AfD ile CDU’nun birlikte hareket etmesi de, işbirliği yapması da sözkonusu değil” dedi.
“Böyle bir şey gündemimizde kesinlikle yok” açıklamasında bulundu.
Ancak CDU’nun 25 Nisan’da yapılacak kurultayında seçilecek yeni genel başkanın 2021 yılında yapılması öngörülen genel seçimleri beklemeden Başbakan Angela Merkel’in koltuğuna gözdikeceği yönünde söylentiler artınca, ortaklar arasındaki sıkıntı iyice arttı.
Bunun üzerine SPD Genel Sekreteri, çok açık bir biçimde, “Merkel yoksa biz de yokuz, SPD de yok” dedi.
Lars Klingbeil, “Angela Merkel şu andaki Başbakan’dır. Biz onunla ortaklık başlattık. Ve bu koalisyonu onunla gelecek genel seçimlere kadar sürdüreceğiz. Biz Birlik Partileri (CDU/CSU) ile federal hükümetteki işbirliğini sürdürmek istiyoruz. Bu hükümet 2021 yılı sonbaharına kadar seçilmiştir” dedi.
Tabii, SPD Genel Sekreteri’nin yanı sıra bazı sosyal demokrat politikacıların, özellikle CDU’nun Sol Parti ve sağ popülist AfD’ye dönük politikasındaki ‘belirginsizliği’ eleştirip “Böyle devam ederse büyük koalisyonu terk ederiz” tehdidinde bulunması, CDU Lideri Annegret Kramp-Karrenbauer’i çileden çıkardı.
AKK, “Tutumumuzu daha nasıl belli edelim. Sol Parti’yle de AfD ile de kesinlikle ortaklık da yok, benzer işbirliği de yok” dedi.
“Ama SPD koalisyonu terk etmek istiyorsa gitsin!” diyerek bir yerde Alman sosyal demokratlara ‘kapıyı gösterdi’.
*
Tabii 25 Nisan’da seçilecek CDU Genel Başkanı’nın muhafazakar kanadın olası başbakan adayı olacağı yönündeki açıklamalar, ‘kardeş parti’ CDU’luları da küplere bindirdi.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, “CDU, muhafazakar kanadın başbakan adayını tek başına saptayamaz. Bu kararı birlikte veririz” açıklamasında bulundu.
Her ne kadar birkaç ay önce “Benim yerim Bavyera” açıklamasında bulunsa da, Markus Söder’in kafasından muhafazakâr kanadın başbakan adayı olmayı geçirdiği yönünde ciddi sinyaller gelmeye başladı.
Muhafazakâr kanatta yaşanacak bir ‘kardeş kavgasının’ hem CDU’ya hem CSU’ya hem de Almanya’ya zarar vereceği sinyalleri de.