Merkel aynısını yapabilir miydi?

�

ÜLKEDE yaşayanların yarıdan fazlası Hıristiyan’dır. 
Azınlık dinleri ise Budizm, Hinduizm ve İslam’dır.
İngiltere kraliçesi II. Elizabeth, parlamenter demokrasiyle yönetilen Yeni Zelanda’nın da kraliçesidir.
*
Önceki hafta Yeni Zelanda’nın Christchurch kentine Avustralya kökenli İslam düşmanı bir terörist, iki ayrı camiye cuma namazı sırasında silahlı saldırıda bulunup kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı demeden 51 Müslüman’ı katletti.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern saldırıyı şiddetle kınarken, teröristin adını ağzına almayacağını söyledi.
Terör saldırılarında yaşamlarını kaybeden Müslümanların yakınlarını ve İslam Cemaati’ni ziyaret ederek başsağlığı diledi.
Siyah giysili Başbakan Ardern başörtülüydü.
“Yanınızdayız, sizinleyiz” dedi.
Geçen hafta cuma günü Yeni Zelanda’nın birçok kentinde, girişilen terör saldırısında yaşamını yitiren Müslümanlar anıldı.
Hagley Park’ta kılınan cuma namazına Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Arder de katıldı.
Başörtülüydü.
Çok sayıda Yeni Zelandalı kadın da başörtüsü takarak Müslümanlara destek verdi.
Ezan okundu.
Yeni Zelanda Televizyonu ve Radyo Yeni Zelanda, okunan ezanı canlı yayınladı.
Başbakan Jacinda Ardern kısa bir konuşma yaptı.
Konuşmasına bir hadisle başladı.
“Peygamber Muhammed dedi ki, ‘Karşılıklı şefkat, merhamet ve sempatileri ile inananlar tek bir beden gibidir. Vücudun herhangi bir kısmı acı çekerse, tüm vücut acı hisseder’. Yeni Zelanda sizinle. Yasta, biz biriz” dedi.
Alnoor Camii imamı Gamal Fouda da bir konuşma yaptı
Terörün rengi, dini ve ırkı olmadığını vurguladı.
“Yeni Zelanda’nın yenilmez olduğunu gösterdik. Dünya bizde sevgi ve birliğin örneğini görebilir. Kalbimiz kırık, ama biz kırılmadık (yenilmedik)” dedi.
Bu tam bir dayanışmaydı.
Hem de örnek bir dayanışma.
Avrupa’nın, Avrupalıların da örnek almaları gerektiği bir dayanışma.
*
Almanya’nın bazı kentlerinde de Yeni Zelanda’daki terör saldırılarında yaşamlarını yitiren Müslümanlar anıldı.
Hatta Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar ortak anma törenleri düzenledi.
“Dinlerimiz farklı, ama biz biriz” mesajları verildi.
Berlin’de dolaşırken rastladığım Türkiye kökenli insanlar, hem Alman hem de yabancı medya mensubu gazeteci arkadaşlar, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’in tutumundan övgüyle bahsediyorlardı.
Hepsi de, “Acaba Almanya Başbakanı Angela Merkel, Jacinda Ardern’in yaptığını yapabilir miydi? Başörtüsü takıp, herhangi bir İslam cemaatini ziyaret etse, Almanlar ne derdi?” diye soruyordu.
Ama sorunun yanıtını beklemeden kendileri yanıt veriyorlardı:
“Herhalde topa tutarlardı.”
Yeni Zelanda’daki terör saldırılarını birçok ülkenin devlet ve hükümet başkanları gibi Başbakan Angela Merkel de kınadı.
“Bu, ibadet eden insanlara ve Tanrı evlerine girişilen iğrenç saldırılardır” dedi.
“Bu, Müslümanlara dönük bir saldırıdır, ama aynı zamanda Yeni Zelanda demokrasisine, dünyaya açık ve hoşgörülü topluma bir saldırıdır” dedi.
“Bu ve benzer saldırıları şiddetle kınıyorum” dedi.
Ve İslam düşmanlığına karşı sağduyulu herkese kararlı bir biçimde mücadele verme çağrısında da bulundu.