Merk’ten hakemlere destek

Güncelleme Tarihi:

Merk’ten hakemlere destek
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2011 10:48

Almanların başarılı ve ünlü hakemi Markus Merk Alman basınına Türkiye, Türk futbolu ve hakemleri değerlendirdi. Hakem hata yapar diyen Merk, Türk futbolunun alt yapıya daha fazla önem vermesini ve sabırlı olması gerektiğini söyledi.

Haberin Devamı

DÜNYADA üç defa yılın hakemi seçilen Markus Merk alman medyasına Türkiye, Türk futbolu ve hakemlerini değerlendirdi. Merk Türkiye’de hakem kalitesinin hafife alındığını söylerken, yetenekli ve gelecek vaat eden hakemlerin olduğunun altını çizdi. Bazı kulüplerin kendi başarısızlıklarını hakemlere yüklemeye çalıştığını ifade ederken, Türk futbolunun alt yapısında büyük sorunlar olduğunu da belirtti. Bunun gelişmesi için zamana ihtiyaç olduğunu ancak Türklerin bu kadar sabırlı olmadığı anlattı.

Yıldız futbolculara karşı sert futbol oynandığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtirken futbolun sertliği ile ilgili “Ben Alex, Guti veya Queresma’ya çok sert fauller yapıldığını şu ana kadar görmedim” dedi. Türkiye birçok stadın konforunun yeterli olmadığını yeni statların yapılması gerektiğini belirtirken, kendisi ve ailesinin tam bir İstanbul hayranı olduğunun altını çizdi. Şampiyonlar liginde yönettiği ve 8-0 biten Liverpool-Beşiktaş maçı sırasında bitime onbeş dakika kala her iki takım oyuncularının da kendisine “Daha ne kadar var” sorusunu yönelttiğini bu nedenle de uzatma oynatmadığını ve tam zamanında maçı bitirdiğin söyledi.

HERKESİN GÖZÜ ÜSTÜNDE OLAN HAKEM BİLEREK HATA YAPAMAZ
Türkiye’de hakem kalitesi hafife alınıyor. Hakemliğin ne kadar değerli olduğu görülmüyor. Gerçek olan hakem verdiği yanlış bir kararla maçın gidişini etkileyebilir. Ama maçın kalitesini de arttırabilirler. Sahadaki takımlar kötü futbol oynuyorsa buna karşı yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Yine yanlış kararlarla iyi bir maçı kötü yapabilirler. Türkiye’de hakemlerin bilerek yanlış düdükler çaldığını düşünmek istemiyorum. Özellikle spor medyasının, kulüplerin, taraftarların dikkati üzerine toplanan bir hakemin bilerek yanlış karar verebileceğini düşünemiyorum. Burada maçta hakemin kararları saatlerce tartışılıyor. Hiçbir hakem kendisini ülkenin istemeyen adamı yapmak istemez. Burada pozitif düşünmeliyiz. Hakem de hata yapabilir.

BANA TÜRKİYE’DE HAKEMLER ÇOK KÖTÜ DENDİ
Türkiye’ye gelmeden önce bana buradaki hakemlerin çok kötü olduğu söylendi. Ama bunun doğru olmadığı gördüm. Hakemler belirli bir seviyeye, kaliteye ulaşmışlar. Önemli olan bu seviyenin ve kalitenin geliştirilmesidir. Türkiye’de bir Süper lig maçını yönetecek 20 hakem var. Almanya’da da iyi ve kötü hakemlere sahibiz. Ama orada bir derbi maçını yönetebilecek en az 10 hakeme sahibiz.

Yani belirli seviye ye gelmiş hakemlere sahip olmalısınız.Burada bir hakem bir maçı kötü yönettiğinde bütün hakemler hakkında kötü konuşuluyor. Bazı kararlarda yorumcular bile görüş ayrılığına düşüyor. Bu hakemlerin görüntüsünü taraftarlar ve futbolcular üzerinde değiştiriyor. Kızgınlığa itiyor. Cüneyt Çakır çok iyi bir hakemdir. Ama iyi hakemlerde her hafta bir maç yönetim kendini göstermelidir. Ama onun dışında da Türkiye’de çok yetenekli hakemler olduğunu söylemek istiyorum.

TÜRK FUTBOLU SERT Mİ OYNANIYOR
Bu tür tartışmaları çok abartılı buluyorum. Futbolda yıldız futbolcular için farklı kurallar yok. Hakemin görevi sahada bütün futbolcuları korumaktır. Bazen çok açık kararlarda bile futbolcular yoğun bir şekilde itiraz ediyorlar. Eğer yıldız bir futbolcuya arkadan yapılan sert hareket kurallar gereği kırmızı kartı gerektirir. Ben Alex, Guti veya Queresma’ya çok sert fauller yapıldığını şu ana kadar görmedim.

KULÜPLER KENDİ İŞLERİNE BAKSIN
Eğer devre arası hakem odasını basarsanız şunu unutmayın ki o hakem ikinci yarıda da düdük çalacak. Kulüpler kendi başarısızlıkları hakemlerin üzerine atmasınlar. Maçı kazanmak için gol atmalısınız. Hakem de futbol maçında gol atacak son kişidir. Kulüplerin konsantrelerini kendi işlerine vermeleri gerekiyor.

FEDERASYON VE MHK ARASI İYİ
Futbol Federasyonu hakemlerin gelişimi için büyük çaba harcıyor. Bu konuda Avrupa’da ki birçok federasyondan çok daha ilerideler. İki yıldan beri UEFA hakem eğitmenlerinden Jap Ulmberg burada seminerler veriyor. Her ay önemli bir maçı izliyor. Ayrıca yan hakemler için İngiltere’den buraya eğitmenler geliyorlar. Burada Futbol Federasyonu ile Merkez Hakem Komitesi arasında iyi bir ilişki olmadığını söylersen haksızlık etmiş olurum.

TÜRK FUTBOLUNUN YERİ BELLİ. YILDIZLARLA GENÇLER BİRLİKTE OYNAMALI Türkiye’nin UEFA listesindeki sıralaması yerini ve kalitesini gösteriyor. Futbol bu ülkede müthiş bir yere sahip. Çok seviliyor. Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha fazla ilgi görüyor. Ama kalite olarak baktığımız da karşımıza başka bir resim çıkıyor. Avrupa’nın futbolda önde gelen ülkeleriyle aynı seviye de değil. Buna ulaşmak için de planlı bir çalışma gerekir.

Örneğin Avrupa’da Türk futbolu üzerine konuşulduğunda futbolseverlerin statların her maçta dolduğu düşünülebilir. Ama gerçek bu değil. Statların alt yapısının geliştirilmesi daha konforlu hala getirilmesi gerekiyor. Yeni modern statların yapılmalı. Bu futbolseverlere maçları izleyebilmeleri için iyi bir işaret olacaktır. Büyük oyuncular oynadıkları ligin değerini yükseltirler. Ama bu oyuncular genç futbolcularla birlikte oynamalı. Takımlar bunu sağlamalı.

SABIRLI DEĞİLLER
Türkiye’de alt yapı çok hafife alınıyor. Alt yapıdan gençler yetiştirmek, başarılı futbolcular çıkarmak uzun ve zahmetli bir yol. Almanya bunu yaşadı. On yıl önce bu konuda ilk adımlar atıldı ve şimdi bunun meyvelerini alıyoruz. Şansal Büyüka “Sabır Türkler için yabancı bir kelime” diyor. Ona bu konuda katılıyorum.

HERKES İSTANBUL’U GÖRMELİ
İstanbul’u çok seviyorum. Ben İstanbul’u hep mükemmel bir şehir olarak gördüm. Çevremdeki herkese Paris ya da Londra’yı değil İstanbul’u görmelerini tavsiye ediyorum. Kozmopolit bir kent. Yeni ve eskinin birleştiği, canlı bir atmosfere sahip. Beni çok etkiliyor. İnsanların yakınlığını ve anlayışını çok seviyorum. Eşim ve oğlumla dört gün burada kaldık ve bayıldık.

SON ONBEŞ DAKİKA
Şampiyonlar liginde Beşiktaş-Liverpool maçında uzatma oynatmam gerekmiyordu. Maç çabuk bitti. Sekiz gol vardı. Gerek Liverpool’lu gerekse Beşiktaşlı oyuncular karşılaşmanın biran önce bitmesini istiyorlardı. Maçın bitimine onbeş dakika kala her iki taraftan da futbolcular bana kaç dakika kaldığını soruyordu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!