AA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2020 10:45
Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanı Fred Grapperhaus, Hollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) ve Devlet ile Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Ulusal İftar’a katıldı. Grapperhaus, “Bu süreçte ramazanın özelliklerinden olan merhamet, disiplin ve cömertliğe normalden daha çok ihtiyacımız var” dedi.
LAHEY’de eskiden kilise olan Juliana Plaza’da ‘Barış ve iyimserlik’ temasıyla düzenlenen iftara Grapperhaus’un yanı sıra Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli, CMO Başkanı Muhsin Köktaş, HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu ile Müslüman, Hrıstiyan ve Musevi din adamları katıldı.
Her yıl yaklaşık 200 kişinin katıldığı iftar programında bu yıl koronavirüs nedeniyle 30 kişi 1.5 metrelik sosyal mesafe kuralına uygun şekilde yer aldı. Grapperhaus, “Bu tam da yalnız olanlara kapılarınızı açtığınız ve birbirinizin sıcaklığını aradığınız bir ayda olan acı bir gerçek. Bu süreçte ramazanın özelliklerinden olan merhamet, disiplin ve cömertliğe normalden daha çok ihtiyacımız var” dedi.
Bu yıl birlikte iftar yapılamamasının beraberliğin yok olması anlamına gelmediğini dile getiren ve Müslümanları tebrik eden Grapperhaus, “Bu süreçte normalden daha çok yardımlaşma yapılarak yaşlı ve mağdur kişilere ve komşulara yardım edildi. Belki de daha önce tanımadığınız kişilere yaptınız bunu. Umarım bu kriz sürecinde ve sonrasında da devam eder” diye konuştu. Grapperhaus, camilerin toplumda zayıf olanları korumak için tedbir amaçlı kapalı kaldığına dikkati çekerek, Müslümanların bunu yaparak topluma iyi bir örnek olduğunu söyledi.
‘DİJİTALLEŞMENİN ÖNEMİNİ GÖRDÜK’Koronavirüs krizi sürecinde birlik ve iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu öğrendiklerini vurgulayan Dişli de “Bu pandeminin çok sayıda insan hayatının kaybolmasına ve ekonominin zarar görmesine sebep olduğunu gördük. Kararları alan hükümetlerimizin arkasında durmalıyız ve ülkeler arasında yaşanan tecrübeleri paylaşmalıyız” dedi.
Dişli, “Bu süreçte dijitalleşmenin önemini de gördük ve pandemiden sonra bunun faydalarını da göreceğiz. Dijitalleşme ile yaşamayı öğreneceğiz. Her karanlığın ardından aydınlık geldiği gibi bu süreçten sonra da aydınlık olacaktır” ifadelerini kullandı. Köktaş da Kovid-19’a rağmen sembolik bir iftar düzenledikleri için mutlu olduklarını ifade ederek, “Bu belirsiz günlerde farklı etnik kökenliler ve dinin mensupları ile bir araya gelmek çok önemli” diye konuştu.
Köktaş, “Toplumun büyük bir kısmı gibi biz de geleceğe iyimserlikle bakıyoruz. Farklılıklarımızla dayanışma içinde barışçıl bir toplum oluşturacağımıza inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Gürcüoğlu da koronavirüs krizi sürecinde toplum olarak iyimserliğe ve barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu belirterek, “Çevrenizle ve özellikle kendinizle huzurlu olmak pozitif düşünceyi besler. Barışı bir antlaşma ile sınırlamamalıyız, daha adil bir toplum ve geniş bir hoşgörü için çaba göstermeliyiz” dedi.
Programın sonunda bu yıl ilk defa verilen ‘Barış Ödülü’, İslam topluluğu ile bağ kurmak için yıllarca çaba gösteren emekli papaz Jan Post Hospers’a takdim edildi.