Memo’yu da kaybettik

Güncelleme Tarihi:

Memo’yu da kaybettik
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2020 10:06

Yıllarca Almanya’da Günaydın ve Tercüman gazetelerinin muhabiri olarak çalışan, daha sonra Anadolu Ajansı’nda muhabir olarak Bonn’da, temsilci olarak da Berlin’de görev yapan Hakkı Akduman’ı emekli olduktan sonra yaşamaya başladığı Antalya’daki evinde çıkan bir yangında, Aralık 2015’te 63 yaşında kaybettik.

Haberin Devamı

Memo’yu da kaybettik
YILLARCA Bonner General-Anzeiger gazetesinde politika muhabiri olarak çalışan, daha sonra Westdeutsche Allgemeine Zeitung’un (WAZ) Türkiye muhabiri ve Alman Haber Ajansı’nın (dpa) Türkiye Temsilcisi olarak görev yapan, Almanya’ya döndükten sonra uzun süre Deutsche Welle (Almanya’nın Sesi) Türkçe yayınları şefliği yapan 68 yaşındaki Baha Güngör’ü 2018 yılı kasım ayında kaybettik.
Türkiye’de Hürriyet, Cumhuriyet, Yeni Sabah, İstanbul Express gazetelerinde muhabir olarak çalışan ve 1973 yılında Hürriyet Gazetesi Berin bürosunu kuran, 1983 yılında gönderildiği Viyana’da kısa bir süre görev yaptıktan sonra 1999 yılında emekli oluncaya kadar Hürriyet’in Avrupa baskıları merkezi Frankfurt’a yıllarını veren 84 yaşındaki Kamil Yaman’ı (Kamil Abimizi) geçen yıl kasım ayında kaybettik.
‘Hakkı Paşa’ ile hem Bonn hem de Berlin’de yıllarca birlikte çalıştık.
Baha Güngör’le hem Bonn’da hem de Berlin’de yollarımız kesişti.
Kamil Yaman Abimizle hem Berlin büro şefliği yaptığı hem Viyana’da hem de Frankfurt’ta çalıştığı dönemlerde sürekli irtibat halindeydik.
Emekli olduktan sonra da sık sık telefonlaşırdık.

Haberin Devamı

Memo’yu da kaybettik

*
Ve birkaç gün önce de genç gazetecilerin “Mehmet Abi”, benim de hep “Memo” veya “Aktan” dediğim Mehmet Aktan’ı kaybettik.
Mehmet Aktan, 1948 yılında Adana Kozan’da doğdu.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdikten sonra 1971 yılında Almanya’nın yolunu tuttu.
Hannover Üniversitesi’nde eğitim gördükten sonra Münih’teki Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde doktorasını yaptı.
Hem de ‘Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki Yabancı İşçiler İçin Medya’ üzerine.
Doktora öğrencisiyken Aktan, Münih’ten Türklerin “Kölün-Köln Radyosu” dedikleri Batı Alman Radyo ve Televizyon Kurumu (WDR) bünyesindeki Türkçe radyo yayınlarında özel olarak yaptığı haberleri okurdu.
Aynı zamanda da Milliyet gazetesine fotoğraflı haberler gönderirdi.
Daha sonraki yıllarda TRT ve Almanya’nın Sesi’ne de haberler yaptı.
‘Memo’yu ben 1980’li yılların ikinci yarısında, Hürriyet’in Bonn Temsilcisi olarak göreve başladığımda tanıdım.
Köln’de oturuyordu, ama her gün Kuzey Ren Vestfalya (KRV) başta olmak üzere Almanya’nın çeşitli kesimlerinde hep haber peşindeydi.
Tabii Bonn’da olup bitenleri de kaçırmamaya özen gösterirdi hep.
“Haber atlatmak” için de.
Bunu Türkiye’nin Bonn Büyükelçiliği’nde görev yapan diplomatlar da bilirlerdi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in 1988 yılında Bonn’a yaptığı resmi ziyaret öncesi Büyükelçilik’e uğradığında o zamanki Basın Müşaviri, Aktan’a, “Sen Cumhurbaşkanlığına gitmedin mi? Külahçı, Alman Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker ile söyleşi yapıyor, sen ise buralarda dolaşıyorsun” diye şaka yapıyor.
Ama gece gündüz haber peşinde koşan ‘Memo’ buna inanıyor.
Ben büroda bir şeyler yazarken Aktan telefon etti.
“Sen Alman Cumhurbaşkanı ile söyleşi mi yaptın?” diye sordu.
Birilerinin onu ‘işlettiğini’ anladığım için “Evet” dedim.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı’nın Basın Sözcüsü’nü arayıp, “Nasıl olur da yalnız Külahçı ile söyleşi yaparsınız? Bizlere niye haber vermediniz?” diye sitem etmiş.

Haberin Devamı

Memo’yu da kaybettik
Basın Sözcüsü, “Yok öyle bir şey. Cumhurbaşkanı kimseyle söyleşi falan yapmadı” deyince rahat bir nefes almış. 
Bunu hem anlatır hem de gülerdi Aktan.
Daha sonra yıllarca Berlin’de birlikte çalıştık.
Bir gün Anadolu Ajansı’ndaki arkadaşlara, “Yav Hürriyet’in aşağıdaki büro şefinin adı neydi?” diye sormuş.
Yani Alzheimer hastalığının ilk belirtileri.
Milliyet kapanınca “Evim” dediği Köln’e yerleşti.
Köln’de son görüştüğümüzde bakımevindeydi.
Beni tanımadı, konuşamıyordu da.
İşte son yıllarda yaşadığından bile habersiz yaşayan, çalışkan, dürüst, yazdığı haberlerin her satırını birkaç kez okuyan titiz, omuzunda laptop çantası, elinde fotoğraf makinesi ile yıllarca haber peşinde koşan değerli bir meslektaşı, güzel bir insanı ve dostu kaybettik.
Nur içinde yat ‘Memo’...
Seni özleyeceğiz...

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!