Güncelleme Tarihi:
Almanya'nın Witten kentinde 2005 yılında bademcik ameliyatı sonrası yaşamını yitiren 6 yaşındaki Melisa Kösedağ'ın ölümündeki sır perdesi 31 aydır açıklığa kavuşturulamadı. Ameliyat öncesi ve sonrasında yapılan müdahalelerde doktorların hata yapmadığı yönündeki bilirkişi raporlarında Melisanın ölüm nedeni 'Kader' olarak geçiştirilmek istenirken, Kösedağ ailesi raporlarda değinilmeyen noktaların aydınlatılması için yaptığı itirazlar aylar geçmesine rağmen hala yanıt bulamadı.
Savcı, 'Bilirkişi raporlarına göre olay bizim açımızdan kapanmıştı. Ancak ailenin itiraz ettiği noktaların da aydınlanmasını bekliyoruz' diyerek olaya nasıl baktığı konusunda ipucu verirken, Kösedağ ailesi ise, 'Korktuğumuz olacak galiba. Olay zamana yayılarak geçiştirilmek isteniyor. Herkes bir bir aklanıyor. Neredeyse sanki suçlu Melisa ilan edilecek' diyerek tepkilerini dile getirdi.
OLAY BİTMİŞTİ ANCAK
Melisa olayını araştıran Bochum Başsavcısı Wolfgang Dörsch, 'Melisa olayı sizin açınızdan kapandı mı?' şeklindeki sorumuza 'Bilirkişi raporlarına göre olay bizim açımızdan kapanmıştı. Ancak, aile raporlarda bazı noktalara itiraz etti. Şimdi ayrıntılarına giremem. Bilirkişinin bu noktaları da açıklığa kavuşturmasını bekliyoruz. Ameliyatı yapan doktorun hatasının olmadığı açık. İkinci raporu yazan bilirkişiden bu noktaları da aydınlatmasını istedim. Umarım yeni yılın ilk aylarında bu itiraz noktaları da açıklığa kavuşur' diye yanıt verdi.
KORKTUÐUMUZ BAŞIMIZA GELİYOR
Melisanın babası Mesut Kösedağ, son gelişmelerden endişe duyduklarını belirterek, şöyle konuştu:
'Raporlar bir bir doktorları aklıyor. Korkarım itiraz ettiğimiz noktalarda da sonuç değişmeyecek. Melisadan önce olan olaylarda da doktorlar hep aklanmış. Zamana yayıp bunu da örtbas edecekler.' Bir annenin yaşayabileceği en büyük acının evlat acısı olduğunu kaydeden acılı anne Zeynep Kösedağ ise, 'Suçlular bulunursa Melisanın ruhu en azından huzur bulur diye düşünüyordum. Ancak gelişmeler maalesef ümit verici değil. Güya hiç kimse hata yapmamış. Öyleyse Melisa niye öldü. Neredeyse Melisayı suçlu ilan edecekler. Evlat acısını Allah kimseye tattırmasın. İkibuçuk yıldır hiçbir bayramın tadı yok. Korkarım bundan sonra da olmayacak' dedi.
OLAY NASIL OLMUŞTU?
Sivas-Zaralı Mesut ve Zeynep Kösedağ çiftinin ilk çocukları olan Melisa'nın (6) hayatına mal olan bademcik ameliyatının gelişimi şöyle:
27 Nisan 2005 tarihinde Witten kentindeki Marien Hastanesinde bademcik ameliyatı olan Melisa, ameliyattan üç gün sonra 30 Nisan Cumartesi akşamı gerçekleşen kanama sonrası tekrar ameliyata alındı. Melisanın kanaması müdahale sonrası durdurularak kendisine kan verildi.
1 Mayıs Pazar günü öğleden sonra tekrar şiddetli bir kanama başlaması üzerine Bochum Üniversite Hastanesine kaldırılan Melisa'ya yeniden müdahale yapıldı. Aileye, yaranın 4 dikişle kapatıldığı ve yüzde 99 tekrar bir kanama olmayacağı güvencesi verilerek Wittene geri gönderildi. Verilen güvencenin üzerinden henüz iki saat geçmeden tekrar çok şiddetli kanama oldu ve talihsiz Melisa acilen yeniden ameliyata alındı. Bu esnada aşırı kan kaybeden Melisanın ameliyat esnasında kalbinin durması sonucu beyne oksijen gitmediğinden beyin ölümü gerçekleşti. 12 gün boyunca yoğun bakım ünitelerine bağlı olarak yaşatılmaya çalışılan Melisayı hayata bağlayan makinelerin fişi beyin ölümünün kesinleşmesi üzerine 12 Mayıs 2005 tarihinde çekildi.
MELİSA HABERİNE EK:
Baba Mesut Kösedağ, 'Bilirkişi raporlarında son kanama esnasında yapılan müdahalelerin doğru yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulmamış. Turbus takıldıktan sonra Melisanın karnında şişme olduğu fark ediliyor ve sonra turbus tekrar takılıyor. Yani hava ciğerlere verilmesi gerekirken mideye veriliyor. Turbusun tekrar ciğerlere gönderilmesi ne kadar sürdü. Bu süre zarfında beyne oksijen gitti mi? Anlaşılan gitmemiş ki Melisanın beyin ölümü gerçekleşmiş. Bilirkişinin bunu görmemesi ve savcının 'Olay bizim açımızdan kapanmış gibiydi' açıklaması düşündürücü. Oldu bittiye getirilip örtbas edilmesine asla müsaade etmeyeceğim' dedi.