Güncelleme Tarihi:
Önceki gece tüm Türkiye ’yi ekran başına kilitleyen ve milyonlarca insanı ‘Babam ve Oğlum’u izlercesine gözyaşlarına boğan sporcularımız dün bu başarısını basınla paylaştı. 1500 metrede Olimpiyat altın ve gümüş madalyasını elde eden Aslı Çakır Alptekin ile Gamze Bulut yanlarına tekvandoda gümüş madalya kazanan Nur Tatar’ı da aldılar ve şeref turu attılar deyim yerindeyse.
Biraz macera tadındaki buluşmayı anlatarak giriş yapayım. Sabah saatlerinde çalan telefonumda ‘Özgür Britanya Ordusu’ mensuplarından -macera dedik olur o kadar- bir arkadaşım buluşmayı bana haber verdi. Böylelikle gazeteci refleksi olarak zaten yapmam gereken girişime gerek kalmadan buluşmayı ayarlamış oldum. Normalde 11 gibi Big Ben’in eteklerinde birarada olmamız gerekiyordu. Ancak yaklaşık 1 saatlik bir gecikme var. Nedeni daha sonra ortaya çıktı. Tekvando’da finalde gümüş madalya alan sporcumuz Nur Tatar. Tatar olimpiyat köyüne müsabakası nedeniyle en geç gelen sporcu olduğu için geç vakit uyuyabilmiş. Uykusunun ağır olduğunu bilen sporcuyu sabah uyandırmak epeyi bir çaba gerektirmiş.
Neyse ki saat 12 gibi buluşabildik. Türkiye ’den kim geldiyse orada. Resmen basın ordusu var. Neredeyse Olimpiyat’a gelen Türk kafilesi kadar!
Sporculara ilgi hat safhada Ancak sevgimiz biraz sorunlu. Belki fazla alışık olmadığımız içindir. 3 sporcumuz madalya alarak unutulmaz bir başarıya ulaşmış ancak buna rağmen haber atlatma uğruna çeşitli mücadeleler veriliyor. Londra’nın en kalabalık yerinde hele bu iletişim çağında ise bu elbette mümkün değil. Herkes bir şeyler kaçırma derdinde. Üzüntü noktası diğer gazetelerde bu haberin çıkmasının yarattığı rahatsızlık. Sporun ruhunu nasıl yayacaız sorusu ise havada kalıyor bu durumda... Ama gazeteciler arasındaki çekişme zaman zaman istenmeyen durumlara bile varabiliyor. Tam da birlik beraberliğe ihityaç duyduğumuz şu günlerde...
Severken öldürürüz
Sevgimizde biraz severek öldürme durumu var. Bazen bu bana ‘Fareler ve İnsanlar’daki Lennie karakterini anımsatıyor. Severken öldüren ama bunun farkında olmayan cinsinden. Umarım düzelir… Neyse ki önceki gün Servet Tazegül’e yapıldığı gibi ağlatma durumu tekrar edilmedi. Buna da şükür! Sporcuların yüzlerinde ve hareketlerinde yaşadıkları gururu görebiliyorsunuz. Ulaştıkları başarının farkındalar. Artık Olimpiyat madalyası alarak spor tarihine geçtiklerinin de…
Londra’nın en kalabalık yerinde buluşunca turist ilgisi ve buna bağlı olarak etrafımızdaki kişi sayısı da artıyor. Sorular aynı: Kim bunlar? Ardından cevaba gerek kalmadan hemen anlıyorlar: Türk kadın sporcular. İlgiyle incelediler ve bol bol imza alıp fotoğraf çektirdiler.
1500 metre madalya töreni dün akşam yapıldığı için boynunda madalyasıyla olay yerinde arzı endam eyleyen sadece 19 yaşındaki Nur Tatar vardı. Diğer sporcular “Akşamı bekliyoruz” diyerek vuslata dakika saydılar.
Bir basın toplantısı havasında geçen curcunada sporcular haklı gururlarını basın mensuplarıyla paylaştılar ve devlet erkanına selamlarını yolladılar. En büyük teşekkürü ise Türk halkına gönderiyorlar: “Son turu dualarını hissederek koştuk.”
‘Artık biz varız’
Altın madalyalı atlet Aslı Çakır Alptekin artık Afrikalı sporcuların yerini aldıkları iddiasinda: “Daha önce bunu Afrikalılar yapardı. Artık biz yapıyoruz. ‘Nasıl oluyor’ diye soranlara da ‘Türk,ün gücü’ diyoruz.”
2004 yılında yaşadığı doping olayindan sonra sporu bırakma noktasına gelen sporcu bugüne gelişini ise şöyle açıkladı: “İbadet gibi idman yaptık. Dağda kimseyle iletişim kurmadan sadece çalıştım. Hedefe kilitlendik ve başardık. Yarışın son turunda Türkiye ’ni enerjisiyle koştuk. Mutluyuz.”
Yarış esasında ise enteresan bir durum yaşamıs Alptekin. Gölgesiyle yarışmış: “Yarışın sonlarına doğru, gece yarışı olduğu için gölgem üç tane vardı. Bir tanesi solumda. Onu rakip sandım. Normalde koşarken ekrana hiç bakmam ben ama son 30-40 metde bakmak zorunda kaldım. Tek kaldığımı anlayınca rahatladım. Yarış biterken Gamze arkamdan (Helsinki’deki başarıyı kastederek) ‘Aynısı oldu abla’ diye bağırdı.”
"Rüyamda gördüm"
Kızı Aslı Çakır Alptekin’in şampiyonluk koşusunu ekran başından izleyen Hatice Çakır, altın madalyanın kendisine malum olduğunu söyledi:
“Rüyamda bir ses duydum, Aslı’nın birinci olacağını söyledi. Uyandım, herkese söyledim. Ama güldüler bana... Aslı bitiş çizgisini geçtikten sonra tansiyonum düştü ve bir anda her yer siyahlaştı. Hap aldım ama yine de geçmedi, hastaneye gitmek zorunda kaldım” dedi.
‘Kenyasızlık motivasyon’
Aslı Çakır Alptekin 2012’nin başında kamp için yüksek rakımlı, oksijen deposu, uzun mesafeci madeni Kenya ’yı seçmişti. Aslı orada gördüğü manzaranın kendisini atletizme bağladığını şöyle anlatıyor:
“İnsanlar ufak evlerin içinde yaşıyorlar. Çocukların ayakkabıları yok. Atletler de ayakkabısız koşuyordu. Onları görünce hırs yaptım. Bu yoklukta koşuyorlarsa ben daha iyisini yapmalıyım deyip motive oldum.”
Ailesine vize çıkmamış
Olimpiyat ikincisi Gamze Bulut’un evinde de heyecen doruktaydı. Eskişehir’de ikamet eden Bulut Ailesi, heyecanı evlerinde akrabalar ve komşular ile yaşarken anne Fatma Bulut, yarış esnasında heyecandan odayı terketti. Anne Bulut, kızının ikinci olduğunu öğrenince sevinç gözyaşlarına boğuldu. Baba Hasan Bulut yarıştan sonra, Londra’ya gitmek için niyetlendiklerini fakat vize alamadıklarını ifade etti.
‘Adları tesise verilecek’
Big Ben’deki buluşmanın ardından Spor Bakanı Suat Kılıç sporcuları kabul etti. Bakan, önce Aslı’nın aynı zamanda eşi olan antrenörünü ‘önce enişte’ diyerek kucaklarken sporcuları tek tek tebrik etti. Aslı’nın ailesine ulaşamadığını ama Gamze’nin ailesini kutladığını ifade etti. Kılıç, bu iki sporcunun 2020 Olimpiyat adaylığının yüzleri olacaklarını söylerken bir de müjde verdi: Madalya alan sporcuların isimleri tesislere verilecek.
‘Biz de uyuyamadık’
Telefonu bir saniye olsun durmayan Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, arayan herkese aynı cümleyle cevap veriyordu: “Mükemmeldi. Biz de gece uyuyamadık.” Başkan Terzi’ye olimpiyat öncesi çizdikleri yol haritasına yakın seyrettiklerini hatırlatıyorum, hayalkırıklıkları olduğunu da söylüyor. Terzi, Nevin Yanıt’ın beşinciliği ise Olimpiyat madalyasıyla eşdeğer görüyor.
Öğretmeni sayesinde
Baba Adil Çakır, Aslı’nın atletizme 8 yaşında ilköğretim okulunda beden eğitimi öğretmeni İsmail Öncü sayesinde başladığını söyledi:
“Aslı lisede okurken katıldığı bir yarışta doping maddesi içerdiğini bilmediği bir ilacı kullandı ve 2 yıl ceza aldı. Ama yılmadan idmanlara devam etti. Kızım, Süreyya Ayhan’ın başarılarından ilham aldı. Nikâhlı olduğu hocası İhsan Alptekin ile bu sene düğün yapacaklar.”
‘Başarımıza çamur atıyorlar’
Mücadelenin ardından 1500 metrede 10. olan Britanyalı sporcu Lisa Dobriskey asırlık çınar olan Süper Lig takımlarımızdan birinin yıllar önceki açıklamasını hatırlatırcasına,
“Bunları söylediğim için başım belaya girebilir. Ama yarışın sahada kazanıldığına inanmıyorum” demişti.
Bu açıklamayı sorduğumuz sporcular, “Çamur at izi kalsın yapıyorlar. 9 ve 10. oldular diye böyle yapıyorlar. Biz numune verdik bir şey varsa çıkar” yanıtını verdiler. İngiliz basınının özellikle BBC ’nin yarış haberini verirken Aslı’nın 2004’teki doping cezasına vurgu yapması da ayrı bir tepki konusuydu belirteyim. Gamze Bulut yarış hazırlığını şöyle anlattı:
“İkimizin için de hayırlısı neyse o olsun dedik ve koştuk. Duaları arkamızda hissettik. Son turu böyle koştuk.”
Aslı Çakır Alptekin (Üsküdar Bld.)
KARİYERİ:
2008 Pekin Olimpiyatları 3000 m Sulu Engelli 44.
2010 Avrupa Şampiyonası 1500 m 5.
2011 Şenjen Üniversite Oyunları 1500 m 1.
2011 Dünya Şampiyonası 1500 m 22.
2012 Salon Dünya Şampiyonası 1500 m 3.
2012 Avrupa Şampiyonası 1500 m 1.
2012 Diamond League 1500 m 2.
2012 Londra Olimpiyat Oyunları 1500 m 1.
Gamze Bulut ( Fenerbahçe )
KARİYERİ:
2012 Avrupa Şampiyonası 1500 m 2.
2012 Londra Olimpiyat Oyunları 1500 m 2.