Masalsı kasabada zamanda yolculuk
Güncelleme Tarihi:
Bana öyle geliyor ki, pandemi süresince yeni yerler keşfetmek, yeni dostluklar edinmek gibi kavramların değerini çok daha iyi anlamaya başladık. Bu süreçte bende, aslında Almanya’nın gezilecek yerler listesinde yer alan, gezip görmeye ve keşfetmeye kesinlikle değecek buna rağmen henüz çok bilinmeyen yerleri gezmeye başladım. Quedlinburg kasabası da bunlardan biri...
KASABAYA gidince aslında yıllardır Almanya’da olup da henüz bu kasabayı keşfetmemiş olmanın ayıbını yaşadım diyebilirim. Quedlinburg, Harz Dağları’nın kuzeyinde, Almanya’nın Saksonya-Anhalt eyaletinde bulunan oldukça şirin bir Ortaçağ kasabası. Rönesans döneminin en güzel sembollerinden biri olarak, 1994 yılında Unesco Dünya Mirası Listesi içerisinde yer alan Quedlinburg, aynı zamanda Orta Çağ’ın en iyi korunmuş yerleşim yerlerinden biri. Nedeniyse, İkinci Dünya Savaşı sırasında en az yıpranmış yerlerden biri olarak bugüne kadar çok iyi bir şekilde korunarak gelmesi.
2000’DEN FAZLA YARI AHŞAP EVLER
Quedlinburg kasabası, 2000’den fazla renkli yarı ahşap evleri, ünlü bir kalesi, ünlü kiliseleri ve Arnavut kaldırımı sokaklarıyla sizi adeta yüzyıllar öncesinden kalma masalsı bir yolculuğa davet ediyor. Quedlinburg sokaklarında dolaşırken zamanda geriye doğru yolculuğa çıkmış gibi hissetmeniz işten bile değil. Bu sokaklarda dolaşırken kasabanın adeta sembolü haline gelen 1300’lü yıllardan kalma ve Almanya’nın en eski evi olan ‘Has’ı da göreceksiniz. Benim gibi çok iyi korunmuş Ortaçağ kasabalarını takibe almış biriyseniz, Quedlinburg kasabasını çok seveceğinizden adım gibi eminim.
MANZARA NEFES KESİCİ
Kasabanın St. Servatius Kilisesi, Almanya’daki en önemli Romanesk yapılardan biri olarak gösteriliyor. Kasabanın 16.-17. yüzyıldan kalma Rönesans Kalesi’nden özellikle akşam güneşindeki manzara gerçekten de nefes kesici. Rengarenk yarı ahşap evleri, kırmızı çatılar ve yeşilin bütün tonlarına ev sahipliği yapan bu muhteşem kasaba adeta ayaklarınızın altında. Kumtaşı kayaların üzerinde, ülkedeki en önemli Romanesk binalardan biri olan Almanya’nın en eski giriş kapısına sahip olan yaklaşık 1000 yıllık St. Servatii kolej kilisesi de bulunuyor.
KOLEJLİ KADINLARIN ESKİ EVİ
Yüzyıllardır hizmet veren kale müzesi, kolejli kadınların eski evi ve tabii ki muhteşem bir bahçeye de ev sahipliği yapıyor. Bu kilise içerisinde, sadece Kral Heinrich ve eşi Mathilde gibi uzun zaman önce ölmüş soylulara ait birkaç eski kemiği değil aynı zamanda ünlü Quedlinburg katedral hazinesini de barındırıyor. Kilisenin tam karşısında, bölgenin erken tarihi ve erken ortaçağ yerleşimi hakkında daha fazla bilgiyi edilebileceğiniz kale müzesini bulabilirsiniz.
BÖLGESEL MUTFAK LEZZETLERİ
Buraları hakkını vererek dolaştıktan sonra, kasabanın Pitoresk pazar meydanının etrafındaki restoranlarda yerel bir peynir spesiyali olan ‘Harzer Kaese’ gibi bölgesel mutfak lezzetlerini denemenizi de tavsiye ederim. Quedlinburg’un eski kentine ek olarak, 12. yüzyılda inşa edilen yeni kasaba bölgesi de var. Bu bölgede Mathildenbrunnen (Çeşmesi) ve St. Nikolai bölge kilisesinin yanı sıra vatandaşların Orta Çağ’daki düşman saldırılarından korunmaya çalıştıkları eski şehir surunun kalıntıları da görülebilirsiniz. Gülay YILMAZ / MÜNİH
