Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı

Güncelleme Tarihi:

Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2014 09:07

PERŞEMBE günü 60’ıncı yaş günü­nü kutlayacak olan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in siyasi kariyeri baş döndürücü. Partisi içinde kimse ona pek fazla şans tanımıyordu. Ama o şimdi değil Almanya’nın, dünyanın en güçlü kadını.

Haberin Devamı

Eski Doğu Almanya’nın küçük bir köyünde yetişen Angela Kasner, sonradan Merkel, milletvekili seçildi­ği yıl bakan, beş yıl sonra CDU Genel Başkanı ve 15 yıl sonra başbakan oldu. Üç dönemdir de başbakan. Hayatı hem gerçek olama­yacak kadar masalsı hem de masal olamayacak kadar gerçek.

Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı

Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı

KÖYDE BÜYÜDÜ

Angela Kasner, 17 Tem­muz 1954’te Hamburg’ta doğdu. Daha iki haftalıkken, Protestan papazı olan baba­sı, papaz eksikliği nedeniyle ailesiyle Doğu Almanya’ya göçtü. Angela Kasner dış dünyadan kopuk, Oder ve Havel nehirleri arasında, Almanya’nın en güzel doğal manzarasına sahip Ucker­mark bölgesinde küçük bir köyde büyüdü. İngilizce ve Latince öğretmeni olan annesine Doğu Almanya öğretmenlik izni vermedi. Angela Kasner, ne kreş ne anaokulu tanıdı.

Okul öncesi eğitimiyle annesi ilgilendi. Okulda iyi notları dışında fazla göze çarpmadı. Ama sosyal olarak çevreye çok rahat uyum sağlayan biri olarak görüldü. Liseyi pekiyi ile, 1.0 not ortalamasıyla bitirdi. Özellikle Rusça ve matema­tikte başarılı olan Angela Kasner, o zamanki Karl Marx, bugünkü Leipzig Üni­versitesi’nde fizik okudu.

Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı

ŞANSINI KULLANDI

Üniversiteyi bitirdikten sonra Doğu Berlin’de Fi­ziksel Kimya Enstitüsü’nda çalışmaya başlayan Angela Merkel’in şansı 9 Kasım 1989’da, duvarın yıkılma­sıyla açıldı. Daha doğrusu Merkel, doğan bu fırsatı çok iyi değerlendirmesini bildi. Başbakan Kohl’ün Hıristi­yan Demokrat Birlik Parti­si’ne (CDU) üye oldu. Hal­buki çevresi onu Yeşiller’e yakın görüyordu. 1990’da yüzde 48.5 gibi yüksek bir oyla Fede­ral Meclis’e seçilince, Başbakan Kohl, Merkel’i Bonn’a çağı­rıp görüştü ve hemen bakan yaptı. İkinci genel seçimler­de de oyunu artıran Merkel, Kohl kabinesinde bu sefer çevre bakanı oldu.

İKİNCİ FIRSAT

Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı
Merkel’in siyasi kariye­rindeki ikinci dönüm nok­tası ise Kohl’ün parti bağış skandalı oldu. Seçimleri kaybeden Kohl’ün, bağış yasasına aykırı olarak, CDU’ya işadamlarından milyonlarca Mark bağış topladığı ortaya çıkınca, Merkel’e gün doğdu. Kohl, bağış verenlerin isimleri­ni açıklamakta direnince, Merkel, CDU’nun Kohl’den göbeğini kesmesi gerekir diye ilk isyan bayrağını çekti.

2000 yılında CDU Genel Başkanı olan Merkel, adımlarını hep çok dikkatli attı. Seçimi kaybetmesi durumunda parti başkanlık koltuğu sallanacak olan Merkel, 2002 seçimlerinde Sosyaldemokrat (SPD) Schröder’e karşı başbakan adayı olmadı. Bu yarışı CSU’lu Stoiber’e bıraktı. Stoiber seçimi kaybetti. 2005’te başbakan adayı olan Merkel, Schröder’e karşı seçimi kılpayı kazan­dı. Bu tarihten itibaren de yıldızı hep yükseldi.

YENGEÇ BURCU

Merkel, yengeç burcu. Yengeç kadınının tipik özelliklerinin başında biraz çılgın, biraz üzgün ve olağanüstü hayallerle dolu olması gelir. En büyük erdemi sabırdır. Mutfakla arası son derece iyidir. Sadıktır, değişkendir. Başbakan Merkel’de tüm bu özellikleri bulmak mümkün. Göle çıplak girecek, ev işgal edecek kadar çılgın ve bakışlarında bir hüzün gizlidir. Önce kamuoyunda­ki tartışmaları sabırla dinler, soğukkanlı gözlemler ve ondan sonra karar verir.

Masal olamayacak kadar gerçek gerçek olamayacak kadar masalsı
Halen dış ülke gezilerinden döndükten sonra, hafta sonu çocukluğunun geçtiği Uckermark’ta, babasının mütevazı yazlığında dinle­nir. Sıkı bir nükleer enerji savunucusu olan Merkel, daha sonra doğal enerjiye geçişi başlatacak kadar değişkendir.

Başlangıçta neolibe­ral politika taraftarı olan Merkel, bugün sosyal muhafazakar siyasetin mimarıdır. Dışarıya karşı doğal, dış görünüşe önem vermeyen biri olarak görünür. Her hare­ketini çok iyi kontrol eden Merkel, milli takım gol attığında, koyu bir taraftar gibi ayağa fırlayıp gol diye bağıracak kadar hislerini dışarı vurur. Mer­kel’i Alman insanı arasında sevdi­ren özellikleri de budur. Almanların kendini Merkel’de görmesidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!