Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraflar: dpa
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2020 10:05
Almanya, baştan beri Kovid-19 olarak tanınan koronavirüs belasına karşı kararlı bir mücadele verdi. Başarılı da oldu... Hiç şüphesiz bu başarıya ulaşılmasında, Başbakan Angela Merkel başta olmak üzere Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn ve eyalet başbakanları etkin rol oynadılar. Son dönemlerde vaka sayısının artmaya başlaması üzerine geçen hafta yeni kararlar alındı. Ancak alınan bazı kararlar kafaları karıştırdı.
Berlin, Bremen, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) ve Thüringen dışındaki 12 Eyalet bırakın yurt dışından gelecekleri,
Almanya’nın bazı kesimlerinden seyahat edecek yerlilere ve ülkede yaşayan diğer insanlara dönük birtakım ‘yasaklar’ getirdi.
Son bir hafta içinde her 100 bin kişide 50’den fazla kişiye
koronavirüs tanısı konulması durumunda, bu kentlerin ‘risk bölgesi’ ilan edilmesi ve buralardan seyahat edeceklerin 12 Eyalet’teki otellerde, pansiyonlarda ve tatil evlerinde konaklamalarına izin verilmemesi kararlaştırıldı.
Ancak son 48 saatte test yaptırıp da ‘negatif raporu’ alanlara izin verilmesi de karara bağlandı.
‘Riskli kentler-bölgeler’ arasında Berlin, Bremen, Düsseldorf, Essen, Frankfurt, Kaiserslautern, Köln, Münih, Stuttgart gibi büyük kentlerin de bulunduğu 50’den fazla yerleşim bölgesi var.
Yani bugünlerde okullardaki sonbahar tatilini fırsat bilip çocuklarıyla birlikte Aşağı Saksonya, Baden-Württemberg, Bavyera, Brandenburg, Hamburg, Hessen, Mecklenburg Vorpommern, Rheinland Pfalz, Saarbrücken, Saksonya, Saksonya-Anhalt ve Schleswig Holstein’da birkaç gün geçirmek isteyenler, ‘negatif raporu’ olmadan otellerde, pansiyonlarda ve önceden kiraladıkları tatil evlerinde kalamayacaklar.
Hatta ellerinde ‘negatif raporu’ olsa bile, ‘riskli kent ve bölgelerden gelenler’, Mecklenburg Vorpommern’de 14 gün karantinada kalacaklar.
Ancak yeni bir test yaptırmaları durumunda karantina süresi 5 güne düşebilecek.
Bavyera Eyaleti’nin başkenti Münih ‘riskli kent’ kategorisine girdiği halde, Münihliler de, aynı eyalet sınırları içindeki Memmingenliler de, Rosenheimlılar da istedikleri otellerde, pansiyonlarda ve tatil evlerinde kalabilecekler.
Hem de ‘negatif raporu’ olmadan.
*
Evet...
Koronavirüs belasına karşı mücadelede başarının devamı için belki bu eyaletlerde yasak uygulanması mantıklıdır.
Ama başka bölgelerden geleceklerden ‘negatif raporu’ istenirken, aynı otelde, aynı pansiyonda kalacak Bavyeralılardan hiçbir şey istenmemesinin mantığını, daha doğrusu ‘mantıksızlığını’ anlamak mümkün değildir.
Ancak düzenlemelerde başka mantıksızlıklar da var.
Yasak uygulamayan diğer 4 eyaletin yanı sıra yasak uygulayan bu 12 eyalete de isteyen ailesini, akrabalarını, yakınlarını, tanıdıklarını, dostlarını ziyaret için seyahat edebilecekler.
İsteyen ailesinin, arkadaşının, dostunun, yakının evinde istediği kadar kalabilecek.
Bunun için ‘negatif rapora’ da gerek yok, izin almaya da.
Hatta bu insanlar istemeleri halinde, ‘negatif raporu’ gösterip otel ve pansiyonlarda kalan arkadaşlarıyla, dostlarıyla lobilerde buluşup bir şeyler atıştırıp, içebilecekler.
Yani bu ‘geçici misafirler’ gecelemeseler de ellerini kollarını sallaya sallaya otellere ve pansiyonlara girebilecekler.
Hem de farkında olmadan
Kovid-19’a yakalanmış olsalar bile.
İşte bu mantığı, daha doğrusu mantıksızlığı anlamak mümkün değildir.
Daha önceleri de yazdım...
Bir daha yazıyorum.
Şu “Bizim Almanlar”ı anlamak kolay değil...
Hem de hiç de kolay değil...
Hatta zor...
Hem de çok zor...
Zaman zaman ise imkânsız...
Dünyayı kasıp kavuran, insanların planlarını, hesaplarını altüst eden bu koronavirüs belasına karşı tabii gereken önlemler alınmalıdır.
Sağduyulu hiç kimsenin buna itirazı olamaz.
Olmamalıdır da.
Ama alınan kararların ‘mantıklı’, ‘tutarlı’ ve ‘inandırıcı’ olmasına da özen gösterilmelidir.