Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'nın Köln kentinde çocuk cerrahı olarak çalışan Dr. Hikmet Ulus, Köln Mahkemesi'nin sünneti yaralama suçu saydığı kararının ardından yasağa uyarak sünnet yapmadığını belirtti.
Kararın açıklanmasından sonra kendine başvuran 30 aileyi geri çevirmek zorunda kaldığını söyleyen deneyimli sünnetçi Dr. Ulus, hakkında yasal işlem yapılması ihtimaline karşın yasak kalkana kadar sünnete ara vereceğini vurguladı.
Köln Eyalet Mahkemesi'nin kararı verdiği günden bu yana sünnet yapmayan Türk ürolog Ulus, “Yaklaşık 4 haftadır bana sünnet için başvuran aileleri geri çevirmek zorunda kalıyorum. Bunu sadece ben yapmıyorum, diğer ürologların da sünnet yapmadığını biliyorum. Cezaya tabi bir suç işlemiş oluruz diye kendimizi böylece güvene almak istiyoruz. Bu durumun bir an önce kesin bir sonuca bağlanmasını diliyorum. İnsanlarımızın hukuki çerçevenin oluşturulmasına kadar bekleyeceklerini düşünüyorum. Bu arada sözde sünnetçilerin de piyasaya çıktığını hatırlatmak isterim” dedi.
Türkiye'ye gidiyorlar
Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Genel Sekreteri Aiman Mazyek ise tüm uyarılara rağmen Türk ailelerin çocuklarını türkiye7de sünnet ettirmeyi yeğlediklerini belirterek, “Bir çok Türk ailenin çocuklarını yurt dışında sünnet ettirdiklerini görüyoruz. Ayrıca tıp uzmanı olmayan sözde sünnetçilere de gün doğdu. Bunlar da çocukların sağlığını tehlikeye atıyor” diye konuştu.
Sünnet çağ dışı
SPD eski İslam Sorumlusu Dr. Lale Akgün Türk ailelerinin çocuklarını sünnet ettirmek için zaten Türkiye'ye gittiklerine değinerek, “Bu yeni bir durum değil. Önceden de çok sayıda Türk aileler çocuklarını Türkiye'de sünnet ettirip, düğünlerini de orada yapıyorlardı. Ancak bu geleneği çağ dışı buluyorum. Çocukların acı çekerek 'Erkek' olmaları çok maço bir tavır. Yasak kararını çocuklara aslında ne çektirdiğimizin yansıması olarak görmeliyiz. Türkiye'nin aydın kesimi sünnetin kaldırılmasını konuşuyor” şeklinde duygularını dile getirdi.
Musevilerde sünnete devam
Musevilerde çocukların sekiz günlükken sünnet edildiklerine ve buna devam edileceğinin altını çizen Almanya Museviler Merkez Konseyi Genel Sekreteri Stephan Kramer ise şunları söyledi:
“Musevilerde Mohel adı verilen din görevlisi sünnet işlemini gerçekleştiriyor. Elbette doktorlar dini bir merasim gerçekleştirdiklerinin farkında olma şartıyla da bunu yapabiliyor. Sünnet Almanya'da yasaklansa da Moheller görevlerini yerine getirmeye devam ediyorlar.”
Zor yasa
Alman devletinin yasama organından, reşit olmayanların dokunulmazlık, çocukların sağlıklı olma, din özgürlüğü ve velilerin yetiştirme haklarını kapsayan bir düzenleme getirmesi beklenirken, Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger (FDP), çocukların sünnet edilmesine ilişkin düzenleyici nitelikte bir yasanın oluşturulmasının güç olduğunu açıkladı.
Leutheusser-Schnarrenberger kimilerinin sandığı gibi sadece bir yasaya bir fıkra yerleştirerek bu sorunun ortadan kaldırılamayacağına değinerek, şunları söyledi:
“Çocukların sünnet edilmesine ilişkin bir yasa çıksa da, büyük bir ihtimalle Federal Anayasa Mahkemesi'ne taşınacağını düşünüyorum. O zaman oradaki hakimler anayasal ilkelere karşı gelinip gelinmediğini ölçecekler."
Sıra mecliste
Sünnetin yasaklanması Müslüman ile Musevi dini ve sivil toplum kuruluşların tepkilerine neden olurken, Almanya Ürologlar Birliği sözcüsü Wolfgang Bühmann hiç bir doktorun bu ameliyatı gerçekleştirme riskine girmeyeceğini açıkladı.
Bir yandan çocuk doktorları, çocukların psikolojik veya fiziksel hasarlar almamalarına dikkat edilmesi gerektiğini savunurken, diğer yandan reşit olmayan kişilerin dokunulmazlık haklarından mahrum edilmemelerinin esas alınması doğrultusunda karşı çıkanlar var.
Sünnet tartışması devam ederken Almanya Federal Meclisi de harekete geçti. Bundestag milletvekilleri sünnetin yasal hale getirilmesi için “Hükümete yasa tasarısı hazırlaması konusunda çağrıda bulunan” karar tasarısını, büyük çoğunlukla kabul etti. Federal Hükümetin önümüzdeki sonbaharda sünnete ilişkin yasayı hazırlayıp meclise sunması bekleniyor.
Sünnet neden yasaklandı
Köln'de yaşayan Tunuslu bir anne Ali Ekber adlı dört yaşındaki oğlunu 4 Kasım 2010'da Suriyeli Cerrah Dr. Omar Kezze'ye sünnet ettirdi.
Sünnet konusunda deneyimli olan doktor, Ali Ekber'i nizami şekilde sünnet etti ve görme engelli annesi ile birlikte evlerine gönderdi. Anne, oğlunun kanaması durmayınca Dr. Kezze'yi evlerine çağırdı. Dr. Kezze bandajı yenileyerek sargının çıkarılmamasını istedi.
Ertesi gün kadın bandajı çıkarınca kanama yeniden başladı. Kadın bunun üzerine pijamalarıyla sokağa çıkıp oğlunun kanamadan ölmek üzere olduğunu haykırmaya başladı. Bunun üzerine ambulansla anne ve oğul hastaneye kaldırıldı. Burada doktorlar çocuğa müdahale ederek kanamayı durdurdu. Anne kendini hastanede ikinci kat penceresinden attı. Psikolojik tedaviye alındı.
Dr. Kezze hakkında savcılık soruşturma başlattı. Yargıçlar sünneti yaralama suçu saydılar, ancak Dr. Kezze'nin bilmeden suç işlediğine kanaat getirerek beraat ettirdiler.
Bu arada Tunuslu anne ve oğlunun yeniden ülkelerine döndükleri tahmin ediliyor.