Güncelleme Tarihi:
Yaşamından endişe ettiği için tanınmak istemediğini belirten görgü tanığı, 25 Şubat 2004 tarihinde çalıştığı döner büfesinde neonazi hücresi tarafından üzerine üç kez ateş edilerek infaz edilen Yunus Turgut'u yerde kanlar içinde bulduğunu anlattı.
BamS muhabirine olay günü yaşadıklarını aktaran ve gazetenin Habil A. ismini verdiği tanık, Rostock'un Toitenwinkel semtinde bir büfe işlettiğini, kendisi alışverişe çıktığı için Yunus Turgut'un saat 10.00 sularında büfeyi açtığını söyledi. Tanık, cinayetin hemen ardından büfeye giren ilk kişi olduğunu ifade ederek, "Kanın boğazından nasıl fışkırdığını gördüm" diye konuştu.
Ağır yaralı kurbanı hemen büfenin dışına çektiğini söyleyen tanık, "Bunu ona kimin yaptığını sordum ancak bana cevap veremedi" diyerek Yunus Turgut'un ölüm anını anlattı. Zwickaulu terör hücresinin beşinci kurbanı olarak bilinen Yunus Turgut hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirmişti. Aradan geçen sekiz yıl içinde büfe kapanmış, hatta büfe yıkılmış ve görgü tanığı da Rostock'tan taşınmıştı. Batı Almanya'nın başka bir kentinde yeniden bir döner büfesi açtığını anlatan 43 yaşındaki tanık sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana o zaman bir suçlu muamelesi yaptılar. Defalarca ifademi aldılar. bir keresinde tam 14 saat sorguladılar. Kendimi sanık gibi hissettim."
Polis ip uçları doğrultusunda tanığı şüpheli olarak görüyordu. Memurların teorisine göre, tanığın karıştığı organize suçlar nedeni ile katillerin asıl hedef olduğu üzerinde durulması gerekiyordu. Aradan geçen onca yılın ardından Yunus Turgut'un katillerinin neonazi üçlüsü olduğunu gazetelerden öğrenen tanık, yaşadığı şaşkınlık ve öfkeyi "Polisten kimse bana gelmedi. Kimse benden özür dilemedi" diyerek ifade etti. Olan, Doğu Anadolu'nun Kayalık köyündeki mezarı üzerinde kalın bir kar tabakası bulunan Yunus Turgut'a olmuştu.