Güncelleme Tarihi:
7- 14 yaş arası çocuklardaki yazma potansiyelini ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanan proje kapsamında yaklaşık 3 ayda hazırlanan ve toplam 30 sayfalık dergi, İngiltere’nin ilk Türkçe çocuk dergisi olma özelliği taşıyor. Derginin en büyük özelliği kapak tasarımı dahil tamamının çocuklar tarafından üretilmiş olması. Britanya Alevi Federasyonu (BAF) yerleşkesinde cumartesi günü yapılan tanıtım kokteylinde, genç yazarlara dergileri teslim edildi.
Çocukların ve ailelerinin katıldığı kokteylde bir konuşma yapan öğretmenler Zeynep- Yalçın Demirpolat şunları söyledi:
“Bu anlayış çerçevesinde ‘yaratıcı yazarlık’ dersleri düzenleyerek çocukların dergi çıkarmalarını sağladık. Yaklaşık üç aylık bir çalışmanın sonunda Düşkapanı Dergisi’nin ilk sayısını sizlere ulaştırabiliyoruz. Yaratıcı yazarlık atölyesine başladığımız ilk günden beri çocuklarımıza geleceğin gerçek sahipleri gözüyle baktık. Birlikte üretmenin keyfini ve gücünü keşfettiklerinde ortaya çıkaracakları eserlerin ne kadar nitelikli ve etkili olduğunu görmelerini amaçladık. Zihinsel üretim gibi aslında fiziksel üretimden daha yorucu olan bir alanda çocuklarımız kimi zaman çok keyifle kimi zaman çok zorlanarak ama pes etmeden bu dergiyi çıkarmayı başardılar. Derslerde öğrettiğimiz yazma teknikleri çocuklarımızın sadece Türkçe yazarken değil İngilizce yazarken de kullanacakları evrensel tekniklerdir. Bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı bu dönemde çocuklarımız bilgi kirliliğinden dolayı kimi zaman yollarını bulamaz, geleceklerine yön veremez hale düşüyor. Bundan dolayı eğitimciler ve ebeveynler olarak çocuklarımızı bilimsel, nitelikli ve evrensel bilgiyle buluşturmak zorundayız.”
‘ER MEYDANI ÇOCUKLARIN KARŞISIDIR’
“Onları birer dünya vatandaşına ve geleceğin gerçek sahiplerine dönüştürecek olan şeylerden birisi bahsettiğimiz tarzda bilgiyle donatmak olacaktır. Çocuklarımızı doğru ve evrensel bilgiyle donatabilirsek onlar her coğrafyada hayatın her alanında söz sahibi olan bireylere dönüşeceklerdir. Kültürel mirasımızda sözlü gelenek büyük yer tutar. Bu yüzden biz yazmayı değil konuşmayı, okumayı değil dinlemeyi tercih ediyoruz. Nutuk toplumunun çocuklarına yazmayı ve yapmayı öğretemezsek her işini yazarak yapan Avrupalıları birkaç kuşak daha izlemek zorunda kalacağız. Bu yazıyı okumaya devam eden sevgili okur, senin de bildiğin gibi çocuklarımızı güçlü kılmak sorumluluğu bize ait. Biz vazgeçmeyeceğiz sen de vazgeçme olur mu! Geçmişte yetişkin eğitimlerini de gerçekleştirmiş öğretmenler olarak çocukların her zaman yetişkinlerden daha yaratıcı olduklarına her zaman tanık olduk. Biz eğitimciler ‘Er meydanı çocukların karşısıdır’ deriz. Çünkü ortaya iyi bir iş çıkaramıyorsanız çocuk onu hemen orada ifade eder ve bir daha da o semte uğramaz. Bu bakımdan öncelikle derslerimizi ara vermeden takip eden öğrencilerime bize iyi bir iş çıkardığımızı hissettirdikleri için teşekkür ederiz.”