Güncelleme Tarihi:
GLASGOW Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam eden Sezgin’in gerçekleştirdiği sunum, Avrupa Birliği makro ve mikro ekonomi ilgililerinin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Sezgin, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) Avrupa Birliği’nin para politikalarına dair sorumluluklarından ve Euro bölgesi ekonomisi üzerindeki gücünün öneminden bahsederek konuşmasına başladı. AMB’nin para basma yetkisinin paranın değerini nasıl etkilediğini vurgulayan konuşmacı, AMB’nin en bağımsız banka olarak istisnai bir yönü olduğunun da altını çizdi. AMB’nin görevinin, para politikasının belirlenmesi yoluyla AB’de fiyat istikrarını sağlamak olduğuna değinirken, bu istikrarını sağlamak için faiz oranlarını belirlemek, açık piyasa işlemleri yürütmek ve bankalara likidite sağlamak da dahil olmak üzere çeşitli araçlara başvurduklarını belirtti.
‘TEHDİT MEKTUPLARI VAR’
Konuşmacı AMB’nin politik bağımsızlığı, her ne kadar AMB’yi üye ülkelerden ya da Avrupa Birliği kurumlarından gelecek olan siyasi nüfuza karşı koruyor olsa da üye devletleri AMB’den gelecek siyasi nüfuza karşı koruyamamakta olduğunun altını çizdi. Bu konuya örnek olarak eski başkanlardan Jean-Claude Trichet’in tehdit mektuplarını ve Yunanistan Syriza hükümetine karşı yapılan mali ve ekonomik baskıları örnek olarak gösterdi. Avrupa Merkez Bankası’nın, 2008’deki küresel mali krizin ardından 2010’da başlayan Euro krizini ele almak için daha fazla yetki ve sorumluluk üstlendiği döneme değinen Sezgin, bu genişlemenin hesap verebilirlik tarafında yetersiz kaldığını ifade etti ve Avrupa Merkez Bankası’nın hesap verebilirlik geometrisi ve AB’nin kurumsal dengesindeki yeri ve AMB’nin dönüşümüne de değindi.
‘DAHA POLİTİK DAHA GÜÇLÜ’
Konuşmanın ilerleyen dakikalarında, AMB’nin eriştiği yetkilerle eşgüdüm halinde çalışacak hesap verilebilirlik mekanizmalarının inşasının söz konusu olamadığını vurgulayan Sezgin, AMB’nin giderek daha politik ve daha güçlü bir Avrupa Birliği kurumu hâline geldiğini ifade etti. Dünyanın en bağımsız merkez bankası eylemlerinden ve kararlarından nasıl sorumlu tutuluyor? ‘Hesap verebilirlik’ bu bağlamda demokratik ve yasal olarak nasıl algılanmaktadır? gibi sorulara yanıt niteliğindeki sunum, sorumluluklar alanında boşluklar ve bu boşlukları kapatmanın olası yolları tartışılarak sonlandı.
HÜSEYİN EMRE SEZGİN KİMDİR?
Hüseyin Emre Sezgin 2015 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ve 2017 yılında Queen Mary Üniversitesi Hukuk alanında Yüksek Lisans derecesi aldı. QMUL’deki çalışmaları, çoğunlukla Avrupa Birliği Rekabet Hukuku ve AB Mali Hukuku odaklı olmak üzere AB hukukunun makroekonomik ve mikroekonomik yönlerine odaklandı. Sezgin, şu anda Glasgow Üniversitesi’nde ECB’nin geleneksel olmayan para politikalarının yasal hesap verebilirliği alanında doktorasına devam ediyor.