Güncelleme Tarihi:
YERİNE KIZI GEÇTİ
Evet...
Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe’yi (FN) 1972 yılında Marine Le Pen’in babası Jean-Marie Le Pen kurdu.
2011 yılına kadar da aralıksız FN Genel Başkanı olarak görev yaptı.
Fransa’nın Avrupa Birliği’ni (AB), NATO’yu terk etmesini savundu.
Türkiye’nin AB üyesi olmasına karşı çıktı.
Fransa’da Yahudi ve yabancı düşmanlığını, ırkçılığı körükledi.
1974, 1988, 1995, 2002 ve 2007 yıllarında cumhurbaşkanı adayı oldu.
Hiçbirinde de varlık gösteremedi.
2011 yılında da yerine, yani FN’in başına kızı Marine Le Pen geçti.
O da AB ve NATO konusunda ‘babasının politikasını’ sürdürdü.
Ancak orta sınıfın desteğini almak için Yahudi yanlısı bir tutum sergiledi.
Yahudi soykırımını inkâr etmesi nedeniyle 2015 yılında babası Jean-Marie Le Pen’i partiden ihraç etti.
2018 yılında da ağırlığını koyarak partinin adını ‘Ulusal Birlik’ (RN) olarak değiştirdi.
‘Kâğıt üzerinde de olsa’, laik ve muhafazakâr kesimin desteğini almak için parti programında değişiklikler de yapıldı.
HAYALLERİ SUYA DÜŞTÜ
Ama Marine Le Pen de ‘babasının yolunda’ gitmeyi sürdürdü.
2012, 2017 ve 2022’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldu.
2012’de François Hollande’ın cumhurbaşkanı olduğu seçimlerde toplam oyların ancak yüzde 17.9’unu alarak ilk turda elendi.
2017 ve 2022 seçimlerinde ise Emmanuel Macron’a karşı yarıştı.
İkinci turda 2017’de 33.9’da, 2022’de de 41.95’te kaldı ve Marine Le Pen’in ‘Fransa’nın ilk kadın cumhurbaşkanı’ olma hayalleri suya düştü.
*
2022 yılı kasım ayında RN Genel Başkanlığı’nı Jordan Bardella’ya devretse de Fransa Ulusal Meclisi RN Grup Başkanı olan Marine Le Pen, 2027 yılında yapılacak seçimlerde yeniden cumhurbaşkanı adayı olmak istemektedir.
Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, RN’in AP seçimlerinden ‘en güçlü parti’ olarak çıkması beklenmektedir.
İşte bu durum da Marine Le Pen’i yeniden cesaretlendirdi.
Ve 2027 yılında Fransa’da ‘orta sınıfın’ da desteğiyle cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturabilmek için Nazi yanlılarıyla iş birliği yaptıkları gerekçesiyle ‘ulusal sağ’ kesimin oy vermeyeceğinden hareket ederek, yıllarca ortaklık ettikleri ‘kardeş parti’ Alman sağ popülist AfD’yi birden satıverdi.
Yani AfD, Elysee Sarayı’na taşınabilmesi için Marine Le Pen’in ‘son umudu’ oldu.