Murat TOSUN / BERLİN - Fotoğraflar: Mehmet Dedeoğlu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2021 11:54
Birlik Partileri (CDU/CSU) başbakan adayı Armin Laschet, Allianz Kültür Vakfı’nın seçimler öncesinde düzenlediği Berlin Konuşmaları adlı konferans dizsinin son konuğu oldu. Armin Laschet, Allianz Kültür Vakfı Yöneticisi Esra Küçük’ün sunduğu oturumda Toplumsal Sözleşme konsundaki görüşlerini aktardı. Armin Laschet, her vatandaşın neye inanırsa inansın neyi severse sevsin eşit şansa sahip olması ve kendini huzur için hissetmesi gerektiğini ifade etti.
ARMİN Laschet, sunumunda farklı kültür ve dinlerin bir arada nasıl yaşaması gerektiği konsunda görüşlerini aktarırken göç konusuna da değindi. Almanya’nın uzun süre misafir işçi kavramını kullanmasının, kendi kendine söylediği bir yalan olduğunu kaydeden Laschet, “Müslüman işçiler 1960’lardan sonra gelmeye başladı. De facto olarak göç ülkesi olmamıza rağmen bu gerçekliğe nasıl hazırlandık? Bu cumhuriyetin hayatının yalanlarından biri de misafir işçi kavramıdır ve bunu biz bulduk. Aslında hiçbir yerde misafirler çalıştırılmaz ancak biz onlara bir gün geri gidecekleri mesajı vermek için siz misafir işçisiniz dedik. Ve gelenlerin bir kısmı da bunu düşündü. Birçok aile koridorda kapının önünde bavullarının hazır olduğunu söylerdi. ‘Gelecek yıl gidiyoruz’ derlerdi. Bunun üzerinden 60 yıl geçti. Bugün yaşlılar bile burada kalıyor. Çocuklarının ve ailelerinin yanında kalıyor” dedi.
GÖÇ TARTIŞMASI POZİTİF GELİŞTİLaschet, göç tartışmalarının inişli çıkışlı olmasına rağmen Almanya’nın göç konusunda genel anlamda pozitif bir gelişme kaydettiğini söyledi. Laschet, “Bazı göçmenler duvarlar yıkılmasından sonra bana ‘Biz ikinci sınıf vatandaştık şimdi üçüncü sınıf vatandaş olduk’ diye söylüyorlardı. Milyonlarca insanın algısı ‘Biz birleşmenin kurbanı olduk’ şeklindeydi. Benim düşüncen bu konu genel anlamda inişleri ve çıkışlarıyla olumlu yönde gelişti. Uyum zirveleri, İslam konferansları,
Dünya Kupası’nda birlikte olma hissi, ilk uyum bakanlığı. Ve sonra Sarrazin’in kitabı. Bu, süreci çok gerilere itti ardından mülteci krizi de konuyu başka bir yer götürdü. Çünkü aslında yıllardır burada yaşayanların mülteci kriziyle bir bağlantısı yoktu. Ama bugünlerde sevindirici bir şekilde
seçim kampanyasında konu olmuyor. Hatta tam tersine bu, ‘misafir işçi’ denilen bir ailenin çocuğu, Köln’de Erich Kaestner lisesini bitiren bir çocuk, tüm dünyayı kurtaran aşıyı geliştirdi. Bu büyük bir başarı hikâyesidir. Ama aynı zamanda toplumsal kollektif bir bilincin başarısıdır” dedi.
ATMOSFERİ ZEHİRLİYORLARLaschet konuşmasında aşırı sağcı parti AfD’nin toplumsal birlikteliğe nasıl zarar verdiğini de anlattı. Laschet, “Federal Meclis’te sağ popülist bir parti var. Meclis’te her seferinde bir oturuma katıldığım zaman, AfD’nin nasıl bir söylem takındığını, ne kadar nefret dolu olduğunu ve en basit bir gündemde bile nasıl ön yargı yaydığını ve Meclis’in atmosferini zehirlediğini görünce sarsılıyorum. Bu toplumda yankı buluyor. Önce anonim olarak internette seslendiriliyor, şiddete çağrı yapılıyor ve sonra aşırı sağ kullanıyor ve o kadar nefret yayılıyor ki en sonunda da biri eline silahı alıp şiddet uyguluyor” diye konuştu.
SORULARI YANITLADILaschet konuşmasının ardından Esra Küçük ve etkinliğin partnerli olan Berlin sosyal Araştırmalar Bilim merkezi Başkanı Prof. Dr. Jutta Allmendinger, Göç ve Uyum Araştırmaları merkezi Direktörü Prof. Dr. Naika Foroutan, Alman Ekenimi Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Marcel Fratzscher ve DeutschPlus derneği Başkanı Farhad Dilmaghani’nin soruları yanıtladı.