Güncelleme Tarihi:
Daha doğrusu Opsiyon Modeli uygulaması...
Yani, 2000 yılından itibaren Almanya’da dünyaya gelen ve ebeveynlerinin vatandaşlığının yanı sıra otomatik olarak Alman vatandaşı da olan veya bu tarihten önce Almanya’da doğup da 10 yaşın altında olan ve anne-babaların başvurusu üzerine Alman vatandaşlığını da alan göçmen kökenli çocukları 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmaya zorlayan Opsiyon Modeli...
İşte Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oluşturduğu büyük koalisyon hükümetinin Opsiyon Modeli uygulamasına son verilmesini, yani bu durumda olanlara çifte vatandaşlık olanağı sağlanmasını içeren yasa tasarısı görüşüldü yine Federal Meclis’in önceki günkü oturumunda.
Yine aynı argümanlar...
Yine aynı suçlamalar...
Yine aynı sataşmalar...
* * *
CDU/CSU’lu konuşmacılar, her zaman olduğu gibi yine bir insanın iki ülkeye birden sadakat gösteremeyeceği masalını anlattılar.
Ana muhalefet konumundaki Sol Parti’li konuşmacılar, hükümet partilerini göçmen kökenliler arasında ayrımcılık yapmakla suçladılar.
Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin yanı sıra başka birçok ülkelerden gelen göçmen kökenlilerin çocuklarına çifte vatandaşlık imkanı sağlanırken, aralarında Türk kökenlilerin de bulunduğu başka ülkelerden gelenlerin çocuklarının aynı olanaktan mahrum bırakılmasının tam bir skandal olduğunun altını çizdiler.
Yeşiller Partili konuşmacılar, çifte vatandaşlık yolunu isteyen herkese açacak çağdaş bir Alman Vatandaşlık Yasası’nın hayata geçirilmesini istediler.
Şu andaki uygulamanın Alman Anayasası’nın 3’üncü maddesindeki “Tüm insanlar yasalar önünde eşittir” ilkesiyle bağdaşmadığına dikkat çektiler. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD), Kanada’da, Fransa’da ve daha başka birçok ülkede dünyaya gelen çocukların, ebeveynlerinin vatandaşlıklarının yanı sıra otomatik olarak o ülkenin vatandaşı olduklarını da hatırlattılar.Şu andaki uygulamanın çağdaş Almanya’ya yakışmadığının altını çizdiler.
Ama özellikle CDU/CSU’lu parlamenterler bu söylenenlere pek de kulak asmadılar...
Konuşmacıları dinlemek yerine bazı parlamenterlerin kendi aralarında sohbet etmeyi yeğledikleri gözden kaçmadı.
Hatta oturumu yöneten Federal Meclis Başkan Yardımcısı ve Yeşiller’in eski Eşbaşkanı Claudia Roth, sohbetçileri birkaç kez uyarmak zorunda kaldı...
Roth, “Konuşmacıları dinlemek istemeyenler, sohbetlerine oturum salonun dışında devam etsinler” diyerek kapıyı gösterdi...
* * *
SPD’li konuşmacıların, kendilerinin de tam destek verdikleri Opsiyon Modeli uygulamasının kaldırılmasını içeren yasa tasarısından tam da memnun olmadıkları gözden kaçmadı.
Çünkü onların gönlünden de isteyen herkese çifte vatandaşlık geçiyordu.
Ancak, büyük ortak CDU/CSU buna kesinlikle yanaşmadığı için Opsiyon Modeli uygulamasının devre dışı bırakılması bile onlara göre SPD için büyük bir başarı olarak algılanmalıydı.
Nitekim Federal Hükümetin Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı ve SPD Genel Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz, yaptığı konuşmasında Opsiyon Modeli uygulamasına son verilmesinin Alman Vatandaşlık Yasası’nda önemli bir reform olacağını söyledi. Aydan Özoğuz, “Alman Vatandaşlık Yasası’nda kızmadan, öfkelenmeden, sakin bir biçimde büyük bir uzlaşı ile başka adımlar da atacağımıza inanıyorum” dedi.
* * *
Federal Meclis’teki oturumda konuşmayan SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel de sonradan yaptığı yazılı açıklamada, “Nihayet opsiyon mecburiyetine son... Bu, çoktan verilmesi gereken iyi bir karar. Ama şurası da çok açık: Bu sadece ilk adımdır...” Geçen yıl yapılan genel seçim öncesi Sigmar Gabriel, çifte vatandaşlığın yer almadığı bir Koalisyon Protokolü’ne SPD’nin imza koymayacağını ilan etmişti.
Ancak, seçimden sonra yan çizmek zorunda kaldı.
Umarız bu kez söyledikleri lafta kalmaz...
Çünkü şu andaki aritmetiğe göre hem Federal Meclis’te hem de Eyaletler Meclisi’nde gereken çoğunluk var...