Laboratuvarda ilk yapay canlı

ABD’li bilim insanları laboratuvarda ilk sentetik hücreyi yaratmayı başardı. Daha önce laboratuvar ortamında bakterilerin DNA’sını kopyalayarak ilk yapay DNA’yı üreten ve bilim dünyasında bomba etkisi yaratan ABD’li Dr. John Craig Venter kendi adını taşıyan enstitüde 24 kişilik ekibiyle birlikte bir devrim daha yaptı. Ekip, Maryland’daki enstitüde bir adım daha ileri gitti ve canlı bir bakteri hücresine yapay DNA’yı nakletti. Venter bunun için keçilerde meme iltihabına yol açan “Mikoplazma mikoid” adlı mikrobun genetik haritasını kullandı.

Yeni DNA’ya imza attılar

Bir mikrobun DNA yapısını laboratuvarda yeniden oluşturan araştırma ekibi bununla elde edilen yapay kromozomu bir bakteriye nakletti. Hücreleri bölünmeye başlayan bakteride doğal DNA’lı hücreler yok edildi. Ardından yapay DNA’lı hücreler çoğalarak yepyeni bir canlı oluşturdu. Yani ortaya tamamen yapay DNA tarafından kontrol edilen “yapay bir canlı” çıktı. Ekip, yeni yapay canlının genomuna kendi imzasını da attı.

Genoma imzalarını attılar

Artık evrimle değil yapay olarak tasarlanan organizmalarla bilimde çığır açıcı bir olay olarak nitelenen buluşu için, Venter’in çalışmalarının maliyeti, yaklaşık 10 yıl ve 40 milyon dolar oldu. Bu para ABD Enerji Kurumu, ilaç ve petrol şirketleri tarafından sağlandı. Amerikalı bilim insanı Craig Venter’ın 24 kişilik ekip, bir bilgisayar, birkaç mikrop, bir DNA sentezörü ve dört şişe kimyasalla yaptığı buluşun trilyon dolarlık bir sektör yaratabileceği belirtiliyor.

Felsefi yaklaşım

BAZI etikçiler tarafından Tanrı rolünü oynamakla suçlanan Venter yeni buluşunu şu sözlerle açıkladı: “Bu insanlık için hem bir bebek adımı hem de dev bir adım. Dev bir adım, çünkü şimdiye kadar sadece bir varsayımdı, artık gerçek oldu. Küçük bir adım, çünkü bu keşfin biyo-yakıtlar, yeni ilaçlar ve yeni gıda kaynaklarında kullanılması için kat edeceğimiz çok yol var. Bu gelişmenin felsefi bir boyutu da var, size yaşamın tanımını yapıyor. Aslında yaptığımız hücreye yeni bir yazılım yüklemek. Hücre bu yazılımla kodlanan yeni proteinler üretiyor ve yeni bir hücre yaratıyor. Yani hayat sanılandan çok daha dinamik. Hayat yaşamın yazılım sistemi olan DNA’nın kontrolünde.”