Güncelleme Tarihi:
Kuruluş bildirgesinde bu partinin “bir Türk partisi olmadığının” altı özellikle çizildi.
Ancak, Alman medyası bunu hep “Türk partisi” olarak yansıttı.
Partinin hedefinin ülkede yaşayan yabancıların -zira o dönemler daha göçmen veya göçmen kökenliler sözcükleri bugünkü kadar yaygın değildi- her alanda çıkarlarını daha kararlı bir biçimde savunmak olduğu vurgulandı.
Almanya'da yaşayan yabancıların her alanda eşit haklara sahip olması, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele, aşırı sağcı örgütlerin faaliyetlerinin yasaklanması, çifte vatandaşlık gibi politik hedefler de DPD'nin kuruluş bildirgesinde ilk sıralarda yer aldı.
Ancak DPD kısa bir süre sonra yok olup gitti.
Evet, yıllar sonra “BIG” kısa adıyla tanınan “Bündnis für Innovation und Gerechtigkeit” (Yenilik ve Adalet Birliği) politika sahnelerine çıktı.
Genel Başkan Haluk Yılmaz'a göre BIG şu nedenlerden dolayı kuruldu: Mevcut diğer siyasi partiler değişen topluma, siyasi tutumları, bakış açıları, ayrımcı yaklaşımları nedeniyle hitap edemiyorlar. Başta eğitim olmak üzere, aile, yabancılar, istihdam ve ekonomi politikalarında yapmış oldukları ayrımcılık, yapmış oldukları yanlış siyasetin iyi bir örneği. Eğitime bakıyoruz; Türkiye kökenli çocukların yüzde 40-50’si Hauptschule ve Sonderschule denilen okullarda. Yani durum vahim. Mevcut partiler, yabancılara yönelik adil bir siyaset yapamadı, yapmadı. Dolayısıyla bu ayrımcı yaklaşım bizi böyle bir yere itti. Bir de son 15-20 yıla bakınca, bir Cem Özdemir’in, bir CDU’lu Bülent Arslan’ın, SPD’den Vural Öger'in çabasına bakıyoruz. Bunlar 20 senedir işin içinde olmalarına rağmen bir şeyler değiştiremediler. Önleri de kesildi. Almanya'daki Müslümanların üçte biri NRW'de yaşıyor. Buna rağmen Eyalet Parlamentosu'nda Türkiye kökenli bir politikacı yok. Bu çok çarpık bir durum.
Yani BIG'in de çıkış noktası da tıpkı DPD gibi...
BIG, NRW'de 9 Mayıs'ta yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde yarıştı.
Bu yarış sırasında BIG, Alman medyası tarafından “Müslüman Partisi” olarak algılandı ve öyle de yansıtıldı.
Sandıklardan BIG'e toplam 13 bin 849 oy çıktı.
Başka bir deyişle, Genel Başkan Haluk Yılmaz her ne kadar Türk kökenli milletvekillerinin seçilmesinde, hatta Aşağı Saksonya Eyaleti'nde Türk kökenli Bakan Aygül Özkan'ın atanmasında “belirleyici rol oynadıklarını” söylese de Türk kökenliler de dahil göçmen kökenli seçmenlerin BIG'i desteklemediği ortaya çıktı.
Aslında doğru olanı da bu...
Çünkü biz Almanya'da hep yıllardır dışlamadan, dışlanmadan, ayırımcılıktan, bölünmeden şikayet ediyoruz.
Hem de haklı olarak...
İşte bu yüzden, etnik partiler kurma yerine bu ülkede yaşan Türk kökenliler de göçmen kökenliler de Almanya'da mevcut köklü partilerde aktif olarak yerlerini almalıdır.
Bölük pörçük güçlerle dıştan mücadele ve belirli kesimlerinin partisi olma ile “damgalanma” yerine bu ülkede bir şeylerin değiştirilmesi için köklü partilerde ve içte mücadele verilmelidir.