Güncelleme Tarihi:
TARİH: 4 Mayıs 1945
Yer: başkent Berlin’e 280 km ötedeki Lüneburger Heide Villası.
Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Hans Georg von Friedeburg yanında imparatorluk ordusu subayları İngiliz Mareşal Bernhard Montgomery’e teslim oldu. İngiliz Mareşal Alman subaylara teslim olma sözleşmesini ayakta imzalattı. Sandalye bile verdirtmedi.
Tarih: 7 Mayıs 1945.
Yer: Fransa’nın tarihi kenti Reims’de bir okul.
Alman Genel Kurmayı Alfred Jodl, ittifak güçlerinin karargahı olan okulda Amerikan, Sovyet, İngiliz ve Fransız ordu komutanlarının önünde Alman ordusunun havada, karada ve denizde kayıtsız şartsız teslim olduğu, tüm cephelerde gece saat 24 00’ten itibaren silahların susacağı anlaşmasını imzaladı.
KEDİ MASASI
Yetmedi. Savaşın sonunu Amerikalılara bırakmak istemeyen Sovyet Devlet Başkanı Stalin aynı törenin Sovyet ordularının aldığı başkent Berlin’de de tekrarını istedi.
8 Mayıs’ı 9 Mayıs’a bağlayan gece yarısı Berlin Karlshorst’ta, bugün Alman Rus müzesi olan villada Sovyet Mareşalı Georgi Jukov, Alman Mareşal Wilhelm Keitel, deniz kuvvetleri komutanı Hans Georg Friedeburg ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hans Jürgen Stumpff’a gelmelerini emretti.
Almanya’nın kayıtsız şartsız teslim olduğu yazılı olan anlaşma kendilerine Almanca tercüme edildi. Üç Alman komutana değersiz bir kedi masası gösterildi. Alman komutanlara rütbeleriyle de hitap edilmemesi talimatını veren Sovyet Mareşalı Jukov, “Şimdi imzalayın” dedi. Sovyet, Amerikan, İngiliz ve Fransız subayları savaşın sonunu villanın bahçesinde votka ve whiskyle sabahın erken saatlerine kadar kutladı.
ZEHİR HAPI VE TEK KURŞUN
Altı yıl süren ve 60 milyon insanın hayatına mal olan İkinci Dünya Savaşı 8 Mayıs’ı 9 Mayıs’a bağlayan gece Avrupa’da böylece sona erdi.
9 Mayıs sabahı Alman imparatorluk radyosu Flensburg, Alman Genelkurmayı’nın son açıklamasını şu sözlerle duyurdu: “Gece yarısından itibaren tüm cephelerde silahlar sustu. Alman ordusu çok daha büyük bir güce onurluca yenildi.”
Nazi diktatörü Adolf Hitler kayıtsız şartsız teslim anlaşması imzalanmadan bir hafta önce, 30 Nisan 1945’te işgal altındaki Berlin’de saklandığı yeraltı sığınağında önce yeni evlendiği karısı Eva Braun’a zehir hapını içirdi. Ardından sağ şakağına sıktığı tek kurşunla intihar etti. Cesetleri bir bidon benzin dökülerek yakıldı.
Almanya kendi başlattığı bu kanlı savaşı aslında 31 Ocak 1943’te Stalingrad önünde yenilerek kaybetmişti. Ancak Almanlar Hitler’in “Biz batabiliriz. Ama bir dünyayı da birlikte götüreceğiz” sözüne inatla itaat etmişti. Savaşı kaybetmesine rağmen sonuna kadar dayandı. Hitler’e itaat Almanya’ya çok pahalıya mal oldu.
ÜÇ KUŞAK
Almanya İkinci Dünya Savaşı’nın sonunu başlangıçta bir kurtuluş olarak değil, daha çok bir yenilgi olarak gördü. ABD genelkurmayı Almanya’daki askerlerine “Almanlar dost değil, düşman. Onlar savaşı kaybettiğini kabul etmiyor” diye uyardı.
Almanya’nın 8 Mayıs 1945’i kanlı nazi rejiminden bir kurtuluş olarak görmesi uzun bir zaman aldı. İlk kez 1985’te Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker, “8 Mayıs 1945 bir kurtuluş günüdür” dedi.
Cuma günü Berlin’de, savaşta ve diktatörlüklerde hayatını kaybedenler için dikilen Neue Wache anıtına çelenk koyan Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, “8 Mayıs 1945’i yürekten kurtuluş günü olarak kabul etmemiz üç kuşak sürdü” dedi ve ebediyyen kurtuluş günü olarak anılacağını vurguladı. Steinmeier “Anma bitmeyecek. Tarihimizden kurtuluş yok” dedi.