Güncelleme Tarihi:
Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, başörtüsü engellemeleri sonucu WONDER diye bir kurumun ortaya çıktığını belirterek, "Haksızlıktan, zulümden bir rahmet doğdu" dedi.
Kurtulmuş, medeniyetlerin önce tahayyül dünyasında ortaya çıktığını, postmodern tahayyül dünyasının çökmüş olduğunu ve tahayyül dünyası çökmüş olanların ortaya güzel eserler koyamayacağını söyledi.
Dünyanın büyük bir siyasi kriz ve kaos döneminden geçtiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bu kaoslar bir bölgeyi, coğrafyayı veya ülkeyi kapsamıyor. Kriz sadece Ortadoğu'nun, İslam coğrafyasının krizi değildir. Kriz küreseldir, bütün dünya ülkelerini ilgilendiren bir krizdir. Aslında bu krizler bir medeniyet krizinin sonucudur. Son 3 asırdır dünyayı kurumlarıyla kuruluşlarıyla değerleriyle yöneten ve yönlendiren bir büyük medeniyet aslında krize girmiştir. Bu krizin içerisinden çıkamıyor, çıkamadığı için de sürekli kriz üretiyor. Dolayısıyla yeni bir anlayışa ve bakış açısına ihtiyacımız var."
"Kirli postallarıyla Mescid-i Aksa'ya girdiler"
Son bir asırdır somut olarak yeryüzünde bir barış düzeninin mevcut olmadığını ve 2. Dünya Savaşından sonra bir türlü dengenin kurulamadığını ifade eden Kurtulmuş, karşılıklı müzakare ve rızaya dayalı bir barışın yerine, güce dayalı hegemonya düzeninin hakim olduğunu kaydetti.
Hegemonya düzeninin mevcut sorunların temelinde yattığını belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Suriye krizi, Ukrayna krizi... Bugünün ortaya koymuş olduğu değerler silsilesi ve tahayyül dünyası ile Suriye krizini çözmeniz mümkün değildir. Çünkü Suriye krizini hegemonyaya dayalı güçler çatışması üzerinden çözmeye çalışırsanız, ortaya 300 bin tane masum insanın öldürüldüğü bir Suriye çıkar. Bir başka şekilde Ukrayna'daki krizi 'kim güçlüyse o çözsün' noktasına gelirseniz, koskoca Avrupa biraraya gelir Ukrayna krizini çözmek için ama bir adım mesafe alamaz.
Şimdi 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş olan yani bugünkü Birleşmiş Milletler'i oluşturan düzen, güçlülerin hakim olduğu bir dünya tasarımı üzerine kurulmuştur. Onun üzerinden bir dünya barışı kurmaya niyetlenmiştir. Yani gücü elinde bulunduran 5 ülke, niye sen dünyaya nizam vereceksin? Güç onda da onun için. Dünyada ekonomik üstünlüğünü elinde bulunduruyor, silah üstünlüğünü elinde bulunduruyor onun için. Kim bu 5 ülkeye sırtını dayarsa istediği her şeyi yapabiliyor. Mesela Ukrayna'da kriz çözeceksiniz, taraflardan birisi Rusya. Tahayyül dünyasının sonuçlarını söylüyorum. Rusya krizi çözecek, karar alacaksınız BM Güvenlik Konseyi'nde. 'Rusya işgalcidir' diyeceksiniz. Bu kararı Rusya'nın da ittifakı ile nasıl alacaksınız? Aynı şekilde gelin İsrail'e. 47 senedir ilk defa İsrail askerleri o kirli postallarıyla Mescid-i Aksa'ya girdiler. Sadece postalları değil, ruhları, zihniyetleri kirli adamların. Bütün dünya seyrediyor ve hiç bir şey yapılmayacaktır göreceksiniz. Çünkü adam güveniyor, BM Güvenlik Konseyi'nde dayısı var. Hangi kararı BM Güvenlik Konseyi'nden alırsanız alın uygulanmayacak. Çünkü güce dayalı bir sistem kurulmuş, hegemonyaya dayalı bir sistem kurulmuş. Gücün paydaşları sonuna kadar İsrail'in arkasında olduğu için adama hiçbir şey yapamıyorsunuz. Aynı şekilde Esad sarin gazı kullanıyor, varil bombaları kullanıyor hiçbir şey yapamıyorsunuz. Onun da dayası var BM Güvenlik Konseyi'nde. Rusya'ya güveniyor ondan yapıyor."
Hegemonya düzeninin çatışma ve savaş ürettiğini aktaran Kurtulmuş, bütün milletlerin eşitliğini esas kabul eden bir zihniyete ihtiyaç olduğunu söyledi.
"İslamafobi lobileri"
Konuşmasından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, Avusturya ile Türkiye arasında çok eskiye dayalı ilişkiler bulunduğunu, Türk işçilerin gelmesinden sonra bu ilişkilerin daha da gelişerek arttığını söyledi.
Avusturya hükümeti tarafından hazırlanan İslam Yasa Tasarısı ile ilgili endişe ve eleştiriler bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Avusturya ile olan iyi ilişkilerin sürdürülmesi yönünde tavsiyelerde bulunduklarını ancak bunu yaparken burada Müslüman toplulukların şimdiye kadar oluşturmuş olduğu hak ve kazanımlardan geri gidilmemesi gerektiğini, eşit ve özgür Avusturya yurttaşları olarak bu haklarını genişleterek devam ettirmeleri gerektiğini ifade ettiğini söyledi.
Bir taraftan IŞİD gibi karanlık örgütlerin İslam'ı son derece kötü gösteren görüntüler yaydığını aktaran Kurtulmuş, "Diğer taraftanda bu görüntüleri fırsat bilip, bütün Müslümanlar'ın üzerinde baskı oluşturmaya çalışan İslamafobi lobileri yani İslam düşmanı lobiler... Her ikisi de İslam'a haksızlık yapıyor" dedi.
İslam Yasa Tasarısı
Kurtulmuş, Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz ile yapacağı görüşmede İslam Yasa Tasarısı'nın gündeme geleceğini belirterek, "Biz Türkiye olarak Avusturya'nın içişlerine karışmak gibi bir niyetin içinde asla olmayız" diye konuştu.
Büyük bir medeniyeti temsil eden ülkenin insanları olarak özellikle Müslüman toplulukların iç ahengin sürmesi için önemli bir potansiyel olduğunu hatırlatacaklarını belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bunun için de Katolikler'e, Ortodokslar'a, başka din mensuplarına hangi hakları tanıyorsan aynı hakları Müslümanlar'a tanımalarını, onları da eşit ve özgür yurttaşlar olarak kabul edip, bu özgürlük ortamının içerisinde değerlendirmelerinin Avusturya'nın geleceği bakımından da daha doğru olacağını, tabii ki bunları kendilerine tavsiye edeceğiz."
Konuşmaların ardından Kurtulmuş'a, Wonder adına bir hediye verildi.
Programa AK Parti millevekilleri Harun Karaca, Temel Coşkun ve Mehmet Ali Okur ile CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, MHP Afyon Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Hayati Develi, YTB Başkan Yardımcısı Gürsel Dönmez de katıldı.