Güncelleme Tarihi:
Bu vesileyle Yurtdışı Vatandaşlar Daire Başkanlığı çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk kökenli gençleri Türkiye'ye davet etmekte ve onlara hem Türkiye'yi hem de Türk kültürünü daha yatından tanıma ve tanıtma imkanı sunmaktadır.
Başkanlık geçen yıl 25 Temmuz-8 Ağustos tarihleri arasında Avrupa’da yaşayan Türk gençleri için “Kendi Kültürü ve Tarihiyle Buluşuyor” bir Türkiye gezisi düzenlemiş.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen bu programa Danimarka, Fransa, Finlandiya, Hollanda, İsveç ve Norveç'ten 400 Türk genci katılmış.
Kızlı erkekli bu gençler, 14 gün boyunca İstanbul, Edirne, Çanakkale, Bursa, Bilecik, Afyonkarahisar, Konya, Nevşehir ve Ankara'yı gezerek hem tarihi hem de kültürel mirasla buluşmuştur.
Bu hiç şüphesiz takdir edilmesi gereken bir girişimdir...
Ancak benim dikkatimi en fazla Yurtdışı Vatandaşlar Daire Başkanlığı'nın bu gençlerle yaptığı anketin sonuçları çekmiştir.
Yüzde 56,3'ü kadın, yüzde 43.7'si erkek olan bu katılımcıların sadece yüzde 1'e yakını Türkiye'de doğmuştur.
Diğerlerinin hepsi yaşadıkları ülkelerde dünyaya gelmiştir.
Bu gençlerin yüzde 64.7'si üniversiteli ve yüzde 22.4'ü de liselidir.
“Yaşadığınız ülkenin tarihini ne kadar biliyorsunuz?” sorusuna bu gençlerden yüzde 41.1'i “iyi” ve yüzde 16.2'si de “çok iyi” yanıtını vermiştir.
Türkiye'nin tarihiyle ilgili ayın soruya ise bu gençlerden sadece yüzde 19.5'i “iyi”, yüzde 5.8'i de “çok iyi” yanıtı vermiştir.
“Yaşadığınız ülkenin kültürünü ne kadar tanıyorsunuz?” sorusuna aynı gençlerden yüzde 44.9'u “iyi”, yüzde 24.8'i ise “çok iyi” cevaba vermiştir.
Türk kültürüyle ilgili aynı soruyu ise gençlerin yüzde 41.2'si “iyi”, yüzde 21.6'sı da “çok iyi” olarak yanıtlamıştır.
Aslında bunun yadırganacak hiçbir yönü yoktur.
Çünkü artık “Avrupalı” olan yeni nesil Türk ve Türk kökenli gençlerin yaşadıkları ülkelerin tarihini iyi bilmelerinden, kültürünü çok iyi tanımalarından daha doğal bir şey olamaz.
Ama bu araştırmada doğal olmayan, hem de hiç doğal olmaması gereken bir sonuç daha ortaya çıkmıştır.
Kendilerini “Avrupalı” hisseden bu gençlerin yüzde 38.6'sı “Türkiye dışında yaşayan biri olarak en çok hangi sorunla karşılaşıyorsunuz?” sorusuna “etnik ayrımcılık” vermiştir.
Aynı soruya verilen yanıtlar arasında yüzde 37'5 le “dinsel ayrımcılık” ikinci sırada yer almıştır.
Evet, T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu'nun başlattığı ve önümüzdeki yıllarda sürdürmeyi planladığı “kültü köprüsü” hiç şüphesiz çok önemlidir.
Ama bizce daha önemlisi, yurtdışında doğmuş, eğitimlerini doğup büyüdükleri ülkede almış ve almakta olan, tüm sosyalizasyonlarını bu ülkelerde kazanmış Türk ve Türk kökenli bu gençlerin hala dışlanmalardan kurtarılmasıdır.
Bunun için Avrupalı demokratlara, bu insanların yaşadıkları ülkelerdeki politik sorumlulara çok önemli görevler düşmektedir.
Çünkü artık Türk kökenli bu insanlar “buralıdır”....
Bu insanlara “buralı” gibi davranılmalıdır...
Hem de yürekten...