Güncelleme Tarihi:
Güveli, yaptığı a?ıklamada, uzun süre devam eden ve tam olarak tedavi edilemeyen kronik hastalıklara dikkati ?ekerek, bu hastalıkların tam tedavi edilemiyor olsalar bile ila? tedavisi, özel diyet ve diğer tedbirlerle kontrol altına alınabildiğini anımsattı.
Kronik hastalık teşhisi konulan kişilerin, hastalıklarına ve tedavi programlarına göre yaşamlarını tekrar düzenlemek zorunda kaldıklarına işaret eden Güveli, kronik hastalıkların bazı kişilerde depresyona neden olabildiğini belirtti.
"Diyabet, hipertansiyon, kanser, parkinson, beyin felci, ALS, MS gibi kronik hastalığı olanlar fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da yıpranıyor" diyen Güveli, kronik hastalıklarla bağlantılı fiziksel değişimlerin de kişilerin psikolojilerine olumsuz etki edebildiğini vurguladı. Kronik hastalıkların ortaya ?ıkardığı fiziki yetersizlikler nedeniyle insanların başkalarına muhta? duruma düşebildiklerini anlatan Güveli, şunları kaydetti:
"Bu tür durumlara kadın hastalar daha kolay adapte olurken, erkek hastalar ise yaşadıkları yetersizlik duygusunu kabullenmekte ileri derecede
zorlanırlar. Bunun sonucunda erkek hastalar aşırı mızmız insanlar olarak karşımıza ?ıkarlar. Sinirli davranışları zaman zaman sözel ve fiziksel saldırganlıkları olabilir. Kadınlar ise fiziki ve fizyolojik özellikleri, ayrıca psikolojik yapıları nedeniyle bakıma muhta? olmayı daha kolay kabullenebilmektedir. Bunun nedeni de kadın ve erkeğe gerek toplum, gerek fizik özelliklerinin ve psikolojik yapılarını yüklemiş olduğu roldür.
Erkeklerin doğasında gü?lülük ve etrafına hükmetmek dürtüsü, kadınlarda ise sahiplenilmek ve korunmak dürtüsü daha ön plandadır. Dolayısıyla erkeklerin kronik hastalıklarda fizik yetersizliklerini kabullenmekte zorlandıkları, bu nedenle daha huysuz ve ?ekilmez oldukları doğrudur."
Kronik hastalıkları önlemenin ?ok mümkün olmadığını, tıbbi tedavilerle ancak kontrol altına alınabildiğini vurgulayan Güveli, "Kronik hastalığı olanlar psikolojik destek alarak hayatlarını daha kaliteli ge?irebilirler" dedi.