Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2020 09:41
Angela Merkel, 22 Kasım 2005’te Almanya’nın ilk kadın başbakanı seçildi Muhafazakâr Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU). Aynı partiden Helmut Kohl’den sonra en uzun süre görevde kalan başbakan. 15 yılı aşkın görevi süresinde beklenmedik krizler yaşandı.
İLK ciddi sınavını 2008 yılındaki mali kriz döneminde verdi. Dünya genelinde yaşanan mali kriz Almanya’yı da vurdu. Borsalar çöktü, para piyasaları allak bullak oldu. 2010 yılında buna bir de ‘euro krizi’ eklenince, bankalar da bazı devletler de ödeme güçlüğü çekti. Ancak Başbakan
Angela Merkel, “Biz bu krizden güçlenerek çıkacağız” diyerek kararlı bir politika izledi.
Başta Yunanistan olmak üzere mali krizden en çok etkilenen Avrupa Birliği (AB) ülkelerine kredi verilmesi için yoğun çaba sarf etti.
Euro bölgesinin dağılmasını engellemek ve ortak para birimi euronun korunması için de.
Ve Merkel’in dediği oldu.
Almanya bu krizden güçlenerek çıktı.
*
Ancak daha mali kriz biter bitmez, 11 Mart 2011’de Japonya’da deprem sonrası yaşanan tsunami nedeniyle
Fukuşima Nükleer Güç Santrali’nden atmosfere radyoaktif madde sızdı.
Bunun üzerine Almanya’da da nükleer enerji santrallerinin kapatılması tartışmaları başladı.
Uzun süren tartışmalardan sonra, Merkel hükümeti Almanya’da faaliyet gösteren 17 nükleer santralin kademeli olarak 2022 yılı sonuna kadar kapatılmasına karar verdi.
Almanya’da tüketilen enerjinin yüzde 25’inden fazlasını karşılayan nükleer santrallerin kapatılmasıyla doğacak boşluğun doldurulması için yenilenebilir enerjiye ağırlık verilmesi için harekete geçildi.
‘Güneş fakiri’ Almanya’nın çeşitli kesimlerinde güneş enerji santralleri ile rüzgâr enerji santralleri devreye sokuldu.
Kendi partisinden bile karşı çıkanlar olduğu halde Başbakan Merkel, kararında ısrar etti ve ‘enerji krizini’ de aşmayı başardı.
*
2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakıyla Almanya’da ve diğer AB ülkelerinde de ciddi bir ‘siyasi kriz’ yaşandı.
Hatta Almanya, Rusya’ya yaptırım tehdidinde bile bulundu.
Ancak Başbakan Merkel, Berlin-Moskova ilişkilerin tamamen kopmamasına özen gösterdi.
İki ülke arasındaki ilişkiler hâlâ rayına oturmadı, ama AB’nin bazı yaptırımlarına rağmen Başbakan Merkel, Ukrayna krizinin çözümü için Putin ile telefon trafiğini sürdüren ender politikacıların başında gelmekte.
*
2015 yılında ise ‘mülteci krizi’ yaşandı.
Birçok AB ülkesi sığınmacılara sınırlarını kapatırken Angela Merkel, “Wir schaffen das” (Başarırız, üstesinden geliriz) diyerek Almanya’nın kapılarını sonuna kadar açtı.
Çoğu Suriyeli 900 binden fazla sığınmacı Almanya’ya akın etti.
Çeşitli çevrelerden gelen eleştirilere kulak asmayan Merkel’i sağ popülistler ‘vatan haini’ bile ilan etti.
Ama Merkel, kendi doğrusundan vazgeçmedi ve ‘mülteci krizini’ de atlattı.
*
26 Eylül 2021’de Almanya’da yapılması kesinleşen genel seçimlere başbakan adayı olarak katılmayacağını iki yıl önce ilan eden Angela Merkel’in son dönemine koronavirüs (
COVID-19) belası damga vurdu.
Almanya’da bu yıl ocak ayının sonlarına doğru ilk COVID-19 vakası saptanır saptanmaz, Merkel hükümeti harekete geçti.
Yoğun tartışmalar yaşansa da, Almanya genelinde büyük etkinlikler yasaklanırken, Başbakan Merkel halka virüs belasının yayılmasını engellemek için birlikte hareket etme ve dayanışma çağrısında bulundu.
Belirli bir süre okullar ve çocuk yuvaları kapatıldı.
Zamanla sinemalar, tiyatrolar kapatıldı, konserler ve yüksek katılımlı toplantılar iptal edildi.
Tüm maçlar seyircisiz oynandı ve hâlâ da öyle.
İngiltere ve İtalya’da 60 binden, Fransa’da 50 binden, İspanya’da 46 binden fazla insan yaşamını yitirirken, Almanya’da alınan sıkı önlemler sayesinde, (Her ölüm, bir ölüm bile fazla olsa da) ölenlerin sayısı 20 bini yeni aştı.
Merkel hükümeti esnaflara, kısa çalışanlara, işini kaybedenlere, hatta büyük işletmelere milyarlarca euro parasal destek verdi ve vermekte.
Başbakan Merkel, önlemleri artırarak zaman kaybetmeden bu belanın üstesinden gelmek için yoğun çaba gösteriyor.
Ancak zaman zaman eyalet başbakanlarını ‘yola getirmekte’ zorlanıyor.
Her şeye rağmen Merkel, “Bu krizi de atlatacağız” diyor.
‘Ulusun annesi’ de denilen ‘Krizsavar Başbakan Angela Merkel’, bu krizi de yenecektir.
Yıllardır ‘Dünyanın En Güçlü Kadını’ sıralamasında başı çeken Başbakan Merkel, bunu hak etmektedir.