Krize rağmen 2013'e olumlu bakıyor

Düzenlediği basın toplantısı ile otomotiv sanayisinin 2012 yılını değerlendiren ve 2013 beklentilerini açıklayan Önen, otomotiv sanayisinin 2012 yılında pazar, ihracat ve üretim açısından 2011 yılına göre durgun bir yıl geçirdiğini hatırlattı.

Önen, Avrupa Birliği'nde (AB) derinleşerek devam eden kriz nedeni ile Türk Otomotiv Sanayi'nde ihracat gerilediğini, iç pazarda talebin ve buna bağlı olarak da üretim azaldığını kaydetti.

“2011 yılı rekor taleple karşılaştığımız, 2012 yılı ise küresel ekonomik koşullara rağmen pazarın 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiği bir yıl oldu” diyen Önen, 2013 yılının ise otomotiv sanayisi için bir normalleşme ve 2012 yılından daha iyi bir yıl olacağını bildirdi.

Önen, OSD'nin hazırladığı “Otomotiv Sanayii Yıllık Değerlendirme Raporu”na göre, 2012 yılında toplam otomotiv pazarın 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 10 oranında azalarak 818 bin adet düzeyinde gerçekleştiğini ifade etti.

Otomotiv sanayisinin 2012 yılında ihracat açısından bir önceki yıla göre, yüzde 8 oranında azaldığını ve toplam ihracatın 730 bin adet olduğunu belirten Önen, iç ve dış pazarlardaki talep azalmasının üretime de yansıdığını ve 2012 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam üretimin yüzde 10 azalarak, 1 milyon 73 bin adede gerilediğini söyledi.

Önen, otomobil pazarının ise 2012 yılında 2011 yılının aynı dönemine göre yüzde 6 oranında düşerek, 556 bin adede gerilediğini ifade ederek, otomobil üretiminde ve otomobil ihracatında 2011 yılına göre gerileme yaşandığını belirti.

2012 yılında otomobil üretiminin yüzde 10 oranında azalarak, 577 bin adet civarında gerçekleştiğini anlatan Önen, Otomobil ihracatının ise yüzde 7 oranında düşerek, 413 bin adete gerilediğini bildirdi.

Kudret Önen, “2011 yılında otomotiv pazarında önceki yıllardaki daralmanın üzerine daha uygun koşullar oluşması sebebiyle rekor bir taleple karşılaştık. Ancak 2012 yılında, 2011 yılında yaşanan bu yüksek talebin aksine pazarın son aylarda yatay hale geldiğini ve 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiğini görüyoruz. 2010 yılında 793 bin, 2011 yılında 911 bin olarak gerçekleşen Otomotiv Pazarı 2012 yılında küçülmeye geçti ve normalleşerek 818 bin adet olarak gerçekleşti. İçinde bulunduğumuz olumsuz küresel ekonomik koşullara rağmen, 2013 yılında öngörümüz, AB'nde derinleşerek devam eden kriz nedeni ile ihracatın gerilemesi, iç pazarda yatay bir talep hareketi ve buna bağlı olarak üretimin yükselerek 1 milyon ya da 1 milyon 100 bin adet düzeyinde gerçekleşmesidir” diye konuştu.

1600 cc'den küçük araçlarda geçen yıl eylül ayı sonunda yapılan ÖTV artışının, olumsuz etkisinin bu yılın ilk çeyreğinde görüleceğine işaret eden Önen, “Otomotiv Sanayii 2012 yılında 19 milyar doları aşan ihracatı ile yine ihracat şampiyonu oldu. Otomotiv sanayinin ihracat açısından kazandığı bu başarı ve sağladığı katma değerin devam edebilmesi sektördeki sürdürülebilir büyümeye bağlıdır. Pazarın talep yapısını olumsuz yönde etkileyen istikrarsız vergi değişiklikleri sektör için talebi daraltan olumsuz bir gelişmedir. ÖTV artışları kısa vadede 2013 yılının ilk çeyreğini, uzun vadede ise 2023 hedeflerini olumsuz yönde etkileyecektir” dedi.

“Bu yıl geçen yıldan iyi olacak”

Önen, 2011 yılının ardından 2012 yılının otomotiv sanayisi açısından zor bir yıl olduğunu belirterek, “2013 yılının genel olarak 2012'den daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Ancak asıl hedefimiz; yeni bir büyümenin öncesinde 2013 yılında otomotiv sanayisi olarak geleceğe yatırım yapmak olacak” dedi.

Öncelikli hedeflerinin sürdürülebilir planlı büyüme olduğunu belirten Önen, Türk otomotiv sanayisinin başlıca pazarı konumunda bulunan AB'deki krizin olumsuz etkileri ve ihracatın azalması ile alternatif pazarlara yöneldiğini, AB'deki daralma sonucu Türk otomotiv sanayindeki birçok firmanın Amerikan pazarlarına yöneldiğini hatırlattı.

Önen, bu firmaların bu bölgeler için yeni ürün geliştirme ve tesis tevsi yatırımı gerçekleştirdiklerini belirterek, 2013 yılı otomotiv sanayisinin teknolojiye, insan gücüne ve inovasyona yaptığı yatırımları artıracağı bir yıl olacağını söyledi.

Türk Otomotiv Sanayisi'nin geleceğe yatırım yapabilmesi için öncelikle “Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nın uygulamaya geçirilmesi gerektiğini belirten Önen, şunları kaydetti:

“Stratejide genel amaç; Otomotiv Sanayisinin sürdürülebilir küresel rekabet gücünü artırmak ve üretimini ileri teknoloji kullanımının ağırlıklı olduğu katma değeri yüksek bir yapıya dönüştürmektir. Bu belge Ar-Ge altyapısının iyileştirilmesi, iç ve dış pazarların geliştirilmesi, tasarım, üretim ve markalaşma beceri ve kapasitesinin artırılması, fiziki altyapının geliştirilmesi ve hukuki ve idari düzenlemelerin iyileştirilmesi için büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Otomotiv sektörünün orta vadedeki hedefi; toplam üretimde Dünya'da ilk 10, AB'de ilk 3 ve AB'de Ar-Ge'de ilk 5 arasında yer almaktır. Dünya ekonomisindeki olumsuzluklara ve Türkiye ihracatının büyük bölümünün yapıldığı Avrupa ekonomilerindeki durgunluğa rağmen, Türkiye ekonomisi önümüzdeki dönemde de dinamik ve güçlü yapısı ile sürdürülebilir büyümeyi sağlayacaktır.”

“Yerli marka otomobilde konu tamamen ticari...”

Daha sonra gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Önen, yerli otomobile ilişkin soruya, “OSD olarak bu konuda ciddi bir çalışma yapmıştık. Bu çalışmanın iki ayağı vardı, teknik ve dünya pazarları. Bizim raporda da görüldüğü üzere ki yerli marka otomobili teknik açıdan yapmamız için hiç bir engel yok. Bunu teknik olarak yapabiliriz. Burada önemli olan markanın yaratılması, iç pazarda ve ihraç pazarlarda belli bir yere gelmesidir. Teknik olarak hiç bir sıkıntı yok. Konu ticaridir. Firmalar da bunu çalışıyor” cevabını verdi.

Önen, “Yıla vardiya düşürerek başlayan markalar var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna da, “Genel olarak yaptığımız toplantılarda elde ettiğimiz bilgi belli bir düzeltme yapılması gereken firmalar bunu yaptı. Yeni yılın plan programları tamamlandı. Artık şu anda 6.,7. ayın planları konuşuluyor sanayide. Onun için ben bu yıl içinde ciddi bir farklılık beklemiyorum. Biraz kapasite fazlası varsa, ayarlama yapması gereken firmalar varsa, onlar da onu yaptılar. Artık bu yıl bunun aşağısını değil üstünü düşünebiliriz. Yeni alternatif pazarlar çıkarsa kapasite artışı olabilir” karşılığını verdi.