Kovid-19 bayramı da zehir etti

BU yıl bayram öncesi yoğun bir telefon trafiği yaşadık. Arife günü telefonuna sarılan eş dost, “Abi, bu bayram size gelemeyeceğiz. Tedirgin olmak istemiyoruz, sizi de tedirgin etmek istemiyoruz” diyordu.
Ben şaka yollu, “Korkmayın mikrop adama mikrop bulaşmaz” desem de, onların yaşadıkları tedirginlikleri anlayışla karşıladım.
*
Evet...
Bir Ramazan Bayramı daha geldi.
Ama koronavirüs (COVID-19) belası, bu yılki Ramazan Bayramımızı zehir etti.
Ancak bunun böyle olacağı baştan belliydi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, ramazan ayının başında yayınladığı mesajında, “Sevgili Müslümanlar, ramazan ayı insanların iç seslerine kulak verdikleri, tefekkür ettikleri ve başta muhtaçlar olmak üzere, yüzlerini diğer insanlara doğru çevirdikleri ve siz Müslümanların bir araya geldiği bir dönemdir. Her akşam açılan iftar sofraları aynı zamanda farklı inançlara mensup insanlarla yapılan buluşmaları da simgeler ki, bu da beraberliğimizin ve toplumsal aidiyetimizin çok özel bir ifadesi ve yansımasıdır. Ancak bu yıl tüm bunlar mümkün olmamaktadır. Zira koronavirüs pandemisi geleneklerimizi, bayramlarımızı, buluşmalarımızı ve dini merasimlerimizi alışılagelmiş biçimde cemaat içerisinde idrak etmek yerine, bizleri bunlardan feragat etmeye zorluyor” demişti.
Başbakan Merkel’in dediği gibi oldu.
Geleneklerimizi, bayramlarımızı, buluşmalarımızı alışılagelen gibi gerçekleştiremedik.
Ramazan Bayramı vesilesiyle de Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, bir kutlama mesajı yayınladı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Ramazan Bayramı, aileyle, dostlar ve komşularla hep birlikte neşe içinde kutlanan, geleneksel, büyük bir bayram. Ancak bu yıl pandemi yüzünden beraber kutlanamıyor. Bu acı verici bir durum. Korona gölgesinde bir ramazan ve bayram. Birlikte ibadet, birlikte iftarlar, neşe içinde bir bayram havası bu yıl olamadı ve çok sınırlı yapılabildi. Çoğunuza bu, Hıristiyan ve Yahudiler de dahil, mutlaka acı veriyor” dedi.
Alman Cumhurbaşkanı, “Mübarek Ramazan Bayramı’nızı kutluyor, size ve hepimize gelecek yıl tekrar hep birlikte kutlamamızı diliyorum. Bu bayram, çoktandır Almanya’da birlikte yaşama ait. Çünkü bu bayram, yaşanılan inancın bir ifadesi, barışçıl ve hoşgörülü toplumun bir sembolü. Müslümanları bir arada tutuyor ve Müslümanlarla Müslüman olmayanları da bir arada tutuyor. Bu yıl birlikte kutlayamıyoruz. Ama yüreklerimiz beraber” dedi.
Alman Cumhurbaşkanı daha önceki yıllarda ramazan ayında iftarlara katıldı ve bu yıl eşi Elke Bündenbender’le birlikte Bellevue Sarayı’nda bir iftar yemeği de verdi.
Başbakan Angela Merkel de daha önceki yıllarda iftar yemeklerine katıldı.
2005 yılı sonlarına doğru Başbakanlık koltuğuna oturan Merkel, 2006 yılı ekim ayında Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini yaptı.
Ankara’daki görüşmesinin ardından dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte İstanbul’a geçerek AK Parti İstanbul İl Teşkilatı’nın Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda düzenlediği iftar yemeğine katıldı.
Merkel’in ‘devlet uçağında’ bulunan diğer gazetecilerle birlikte ben de o iftar yemeğindeydim.
Merkel’den bir yıl önce de, koltuğunu altından aldığı Almanya’nın Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakanı Gerhard Schröder de İstanbul’da iftar yemeğine katılmıştı.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından ‘Medeniyetler Buluşuyor’ sloganıyla Grand Cevahir Otel’de verilen iftar yemeğine onur konuğu olarak katılan Başbakan Schröder, yaptığı kısa konuşmasında Başbakan Erdoğan ve Türkiye’ye övgüler yağdırmıştı.
Schröder’in Türkiye’ye yaptığı o seyahatte de ‘devlet uçağında’ diğer konuklar ve Alman gazetecilerle birlikte olduğum için iftarda da beraberdik.
Hem Merkel’in hem de Schröder’in katıldıkları iftar yemekleri öncesi Mozart’ın ‘Türk Marşı’ çalınmıştı.
*
Evet...
Güzel günler ve güzel anılardı.
Ama ne yazık ki, koronavirüs belası bu yılki iftarları da Ramazan Bayramı’nı da bizlere zehir etti.
İnşallah bir daha böyle bir kâbus yaşamayız...