Güncelleme Tarihi:
BEŞ gün sürecek olan Münih’teki Avrupa Kardiyoloji Kongresine katılan İstanbul Teşvikiye’de Medica Tıp Merkezi doktorlarından kalp mütehassisi Dr. Aret Lazoğlu, koruyucu tıbbın insan ömrünü uzatmadaki önemine dikkat çekti.
“Hastayı kalp hastası olmadan ele geçirmeliyiz” diyen Dr. Aret Lazoğlu, Avrupa ve Amerika’da " register" denilen kayıt yöntemiyle hastaların erken safhada yakalanıp tedavi edidiğine işaret etti. Türk hastaların şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkları bulunup bulunmadığını önceden muayene olarak tespit ettirmediğini eleştiren Dr. Aret Lazoğlu şu uyarılarda bulundu:
“Halkımızın büyük çoğunluğunda gizli şeker ve hiper tansiyon var. Tansiyonunu bildiğimiz hastaların yüzde 80’i iyi ve yeterli tedavi edilemiyor. İnsanlar sokakta hiper tansiyonla dolaşıyor, haberi yok. Amerika’da 3 veya 4 değişik ilaçla tansiyon tedavisi yapılıyor. Türkiye’de bir hastaya bu ilacı vermek kolay değil.”
Tansiyon çeşidi var
Tansiyonun envai çeşidi olduğunu söyleyen Dr. Aret Lazoğlu şöyle konuştu:
“Tansiyon 130 ile 80’i geçmemelidir. 140 ile 90 kesinlikle hiper tansiyondur. İnsan evde tansiyonunu ölçtüğünde normal olabilir. Tansiyon stres esnasında yükselebilir. ABD’de streste 1. sırada borsada para kaybetmek, Türkiye’de ise ailevi olaylar gelir. Örneğin aile fertlerinden birinin kaza geçirmesi veya tatsız bir olay yaşanması streste 1. sıradadır. Tansiyon eğer stres esnasında yükseliyorsa, o zaman strese bağlı tansiyon var demektir. Kalp krizi veya inme, vapura koşarken, televizyon izlerken, yani stresli anlarda gelir. O nedenle strese bağlı tansiyon olup olmadığını bulmanın en iyi yolu efor testi yapmaktır. Efor bandında tansiyonu 250’ye çıkanlar var. Bu hastalar kesinlikle aşırı tehlike altındadır. Ç alışırken, tansiyon çıkıyorsa, bu durumda anti stres hapları kullanılmalı. Bir ilacın getirisi yan etkisinden fazlaysa, mutlaka ilaç alınmalıdır.”
Kebap yemeyin
Dr. Aret Lazoğlu, Türk mutfağının A kdeniz M utfağı olduğunu, aslında bununla övünmek gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Ancak biz Akdeniz mutfağından uzaklaşıp sabah akşam kebap yiyoruz. Kebapta çok yağ var ve Türkiye’de bir de içyağı ya da kuyruk yağı katıyorlar. Kesinlikle kebap alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Eğer kolesterin ya da kalp damar hastalığı varsa, yumurta gibi hayvansal besinleri de yememeliyiz. Sigara kalp ve damarların en büyük düşmanı. Sigara dumanını çektiğimizde, nikotin dilimizin altındaki damarlardan 22 saniyede kana karışıyor ve kanı pıhtılaştırıp kalp krizine götürüyor. Biz kötü alışkanlıklarımızla kendi kendimizi öldürüyoruz."