Güncelleme Tarihi:
KOVİD-19 sendromu kiliseleri paradoks içine soktu. Bir yandan kiliselerin devlet eliyle kapatılması ve toplu ayinlere izin verilmemesi kızgınlık ve üzüntü yaratırken, diğer yandan kiliselere ve dine yönelenlerin sayısının artması aynı çevreleri sevindirdi. Almanya Protestan Kilisesi Konsey Başkanı Heinrich Bedford Strohm durumu “Kilise tarihinde hiç yaşamadıklarımızı tecrübe ediyoruz. Tüm kiliselerde ibadetler yasaklandı. Bu yasak paskalya için de geçerli” diyerek hıristiyanlık tarihinde ilk kez hıristiyan ülkelerinde kiliselerin kapandığına işaret etti. Yasaklar sırasında kiliseler üyelerine, televizyon, radyo ve internet üzerinden ulaşmaya çalışıyor. Kiliselerden yapılan yayınlarla insanların da ibadete katılması sağlanıyor. Bu yolla ibadete katılanların oranının da yüzde 70 artığı belirtiliyor.
ÖNCELİKLER DEĞİŞTİ
Orta Çağ ve öncesinde salgınlar ortaya çıkar, birçok bölgede bunun sonucu olarak neredeyse nüfusun tamamı yok olurdu. Hıristiyanlar ise böylesi durumlarda toplanır, hayatta kalmak ve daha çok refaha ulaşmak için dualar ederlerdi. Münster Üniversitesi Din Sosyoloğu Detlef Pollack “Modern öncesi toplumlarda dini gelenekler tüm kültüre hakimdi. Din her zaman belirleyici rol oynadı. Bugün farklı mantıklar öne çıkıyor. Örneğin bir din mantığı, bir hukuk mantığı, bir ekonomi mantığı, bir sağlık hizmetleri mantığı var. Bu durum da çatışmalara ve uyumsuzluklara yol açıyor. Kiliselerin bugün kapanması da bu mantıkların çatışmasının sonucu” dedi.
YASAKLAR HAYAL EDİLEMEZDİ
Würzburg Kilisesi tarihçisi Dominik Burkard, yöneticilerin kendi kurallarını meşrulaştırmak için tanrıya güvendiklerini hatırlatarak “Din tarihinde rahipler bir salgına yakalandıklarında ibadetlerin iptal edildiği olurdu. Ancak yasakları hayal etmek bile zordu. Çünkü Avrupalı yöneticiler kendi kurallarını meşrulaştırmak için Tanrı’ya güveniyorlardı. Protestan İmparator II. Wilhelm, Prusya devlet kilisesinin başıydı. Bavyera’da Katolik Wittelsbacherler 1918’e kadar ‘Tanrı’nın lütfuyla’ hükmetti” dedi. Kimi internet sitelerinde ise kökten dinciler getirilen yasağı eleştiriyor. Devletin ibadet üzerinde etkisine karşı çıkan gruplar, internet sayfalarında inançsızlık sonucu yasaklamaların geldiğine dikkat çekerek “Eğer inanç olsaydı, kutsal kitleler devlete karşı savunulurdu” sözleriyle rahatsızlıklarını dile getirdi. Yasağa karşı çıkanlardan biri de Papalık Enstitüsü Collegio Teutonico’nun Rektörü Franz Xaver Brandmayr. Brandmayr “Eğer bir inanan cemaat olmak istiyorsa bunu reddetmeyecek” diyerek insanların kiliselerin kapanmasına karşı çıkmasını istedi.