Güncelleme Tarihi:
İNANÇ özgürlüğü kısıtlandı. Kilise, cami ve sinagoglarda toplu ibadet yasak.
Korona partileri ya da toplu eğlenceye sıkı yasak getirildi.
Önlemlere uymayanlara ağır cezalar öngörülüyor.
Bazılarına göre korona, özgürlükleri kısıtlamak için sadece bir fırsat ve bahane. Özgürlükleri kısıtlayan bu önlemlerin birçoğu kalkmayacak.
Devlet, insanları bu bahaneyle ‘korona App’ gibi önlemlerle çok yakından takibe alacak. Devlet, bu yasaklarla vatandaşları vesayet altına alıyor. Onları reşit olarak görmüyor.
Diğerlerine göre ise özgürlüklerin kısıtlanması korona salgınını önlemek, hayat kurtarmak için kaçınılmaz.
HEGEL’İ YENİDEN KEŞFETTİLER
Almanya, özgürlük tartışmasında Alman idealizminin babası olarak tanınan ünlü düşünür Hegel’i keşfetti. Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in 250 yıl önceki özgürlük düşüncesi, önlemlere karşı çıkanlarla savunanların tartışma temelini belirliyor.
Fransız Devrimi’nin özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi liberal ideallerinin ateşli savunucusu Hegel’e göre, devlet tüm vatandaşları için özgürlüğü sağlamak zorunda. Hegel’in özgürlük tarifi ise şöyle: “Özgürlük düşüncenin ta kendisidir. Düşünceyi reddeden ve özgürlükten bahseden biri ne konuştuğunu bilmiyor demektir. İrade sadece düşünceyle özgürdür.”
DENGE ZOR
Bu şu anlama geliyor; Çok sayıda seçenek arasında bir seçim yapmak sadece keyfidir. Eğer akıl iradeyi belirlerse, o zaman özgürlük olur. Özgürlük için akıl önce gelir. Bu durumda devlet korona gibi akıllı bir gerekçeyle toplantı ve gösterileri yasaklamakla özgürlüğü değil, keyfiliği yasaklıyor. Çünkü korona partisi ya da gösteri organize edenler özgürlük hakkına dayanmıyor, sadece keyfi hareket ediyor.
Devlet bu keyfiliği yasaklamakla özgürlüğü ve insan haklarını ihlal etmiyor. Vatandaşını vesayet altına almıyor.
Elbette bu görüşle her salgın ve haksızlığı akıllı bir gerekçe olarak gösterme tehlikesi mümkün.
Salgın veya bir felaket durumunda güvenlik, özgürlük ve sağlık arasında dengeyi kurmak gerekir. Bu dengeyi bulmak her zaman kolay olmuyor.