Kömürden kültüre

Güncelleme Tarihi:

Kömürden kültüre
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2010 00:00

AVRUPA Kültür Başkenti Ruhr 2010'un startı geçen hafta cumartesi günü Essen'de verildi. Avrupa Kültür Başkenti 2010 İstanbul'da ise etkinliklerin startı 16 Ocak'ta verilecek.

Haberin Devamı

AVRUPA Kültür Başkenti Ruhr 2010'un startı geçen hafta cumartesi günü Essen'de verildi.


Avrupa Kültür Başkenti 2010 İstanbul'da ise etkinliklerin startı 16 Ocak'ta verilecek.


Avrupa Kültür Başkenti düşüncesini ilk kez 1985 yılında dönemin Kültür Bakanı Melina Mercouri gündeme getirdi.


Avrupa Birliği (AB) Bakanlar Konseyi'nin onay vermesiyle Atina aynı yıl Avrupa Kültür Başkenti ilan edildi.


2000 yılına kadar AB üyesi ülkelerin kentlerinden biri Avrupa Kültür Başkenti seçilerek çeşitli etkinliklere evsahipliği yaptı.


2000 yılından itibaren de AB'ye aday ülkeler de buna dahil edildi ve birden fazla kente Avrupa Kültür Başkenti olma yolu açıldı.


2010 yılında da Almanya'nın Ruhr bölgesi, İstanbul ve Macaristan'ın Pecs kenti Avrupa Kültür Başkenti olması ilan edildi.

Haberin Devamı

Evet, ilk kez bir kent değil, bir bölge, yani Almanya'nın Ruhr bölgesi Avrupa Kültür Başkenti seçildi.


Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler'in katılımıyla 9 Ocak Cumartesi günü Essen'de etkinliklere verilen start beni 1970'li yıllara götürdü.


1970'li yılların ilk yarısında Ruhr havzasının maden kenti Bochum'daki Ruhr Üniversitesi'nde yüksek öğrenime başladığım dönemdeki Ruhr havzası ile günümüzün Ruhr bölgesindeki değişimi düşündüm.


Dortmund'daki, Unna'daki, Oberhausen'deki, Herten'deki, Recklinghausen'deki, Gelsenkirchen'deki maden ocaklarında çalışan Türk madencileri düşündüm.


Onların yerin altında binlerce metre derinlikte ellerinde kazma ve küreklerle “kara elmas” kazdıkları günlere geri gittim.


Saatlerce birlikte çalıştıkları halde, kömür karasından yüzleri tanınmayacak hale geldiği için birbirlerini tanımayan madencilerin şaşkın bakışlarını düşündüm.


Gelsenkirchen'deki “Consolidation” isimli maden ocağında mesleki eğitim yapan Türk gençlerine haftada bir gün verdiğim politika derslerini, onların umutlarını ve beklentilerini düşündüm.


Evet, o dönemlerin maden ocaklarının çoğunun kapısına daha sonraki yıllarda kilit vuruldu.


Önce yaşlı, daha sonraki yıllarda da “yaşlanmaya yüz tutan” madenciler erken emekli edildiler.


Tabii aralarında çok sayıda Türk madencinin de bulunduğu bu erken emekliler, çocukları torunları olduğu için yaşadıkları yerleri terk edemediler.

Haberin Devamı

Onlar da Ruhr havzalı oldular...


Tabii bu arada Ruhr havzası da değişti...


Bochum, Oberhausen gibi kentlerin kültür merkezi olması için ciddi yatırımlar yapıldı.


Bir dönemlerin maden kentleri adeta birer kültür kentine dönüştürüldü.


Tabii madenci Türklerin torunları da çehre değiştirdi...


Organizatörlerden, Avrupa Kültür Başkenti Ruhr 2010 çerçevesinde düzenlenecek 2 bin 500'e yakın etkinlikte Türk kökenli gençlere de aktif olarak görev vereceklerini kendi ağızlarından duydum.


Evet, “Kültür yoluyla değişim, değişim yoluyla kültür” sloganı altında düzenlenecek bu etkinlikler yalnız Ruhr havzasında değil Almanya genelinde Türk toplumunun da değiştiğini ortaya koymaktadır.

Haberin Devamı

Her ne kadar bu tablo arzu ettiğimiz düzeyde ve değişim beklediğimiz hızda olmasa da, karamsarlığa gerek yoktur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!