Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'YA “Gastarbeiter” (misafir işçi) olarak ilk olarak 1955 yılında İtalyanlar geldi.
İlk “misafir işçi yayanları” da İtalyanlar için İtalyanca olarak başladı.
Saarland Radyosu, 21 Ekim 1961 tarihi itibariyle “Mezz'ora İtaliana” (Yarım saat İtalyanca) adı altındaki İtalyanca yayınlarını başlattı.
Aynı yıl kasım ayında da Bavyera Radyosu İtalyanca “Buon giorno Collega” (Günaydın arkadaş) programını devreye soktu.
1 Aralık 1961'de de Batı Almanya Radyosu (WDR), “Trasmissione per gli Italiani in Germania” (Almanya'daki İtalyanlar için yayınlar) adı altında İtalyanca yayın yapmaya başladı.
Bunu Yunanlılar ve İspanyollar için yapılan yayınlar izledi. WDR'in Türkçe yayınları haftada iki kez olmak üzere ilk kez 1 Haziran 1964 tarihinde başladı.
1 Kasım 1964 tarihi itibariyle de haftanın 7 günü ve 45'er dakika olmak üzere düzenli Türkçe yayınlar devreye girdi.
30 Ağustos 1998'den beri de bu yayınlar çok dilli olarak “Funkhaus Europa” adı altında, hem sabahları hem de akşamları yapılmaktadır.
Evet, işte 1. nesil Türklerin “Kölün radyosu” olarak bildikleri WDR'deki Türkçe programların tam 45. yılında “kara haber” geldi.
WDR yönetimi, sabahları yapılan Türkçe yayınları gelecek yılın ilk yarısında kaldırıp, bunun yerine akşamları yarım saat olan yayınların bir saate çıkarılmasını gündeme getirdi.
Yani, Türkçe yayınların “budanması” için düğmeye basıldı.
Oysa ki, WDR'in bir muhabiri daha birkaç gün önce Hürriyet'in Berlin bürosuna gelmiş ve “Kölün radyosu”nun 45. yayın yıldönümüyle ilgili bir değerlendirmede bulunmamı istemişti.
Ben de ona bu gibi yayınlara dün olduğu gibi, bugün de yarın da gereksinim duyulduğunu, duyulacağını söylemiştim.
Almanya gibi çok kültürlü bir toplumda çok sesliliğin korunmasının toplumsal birlikteliğin güçlenmesi için şart ve toplum için de zenginlik olduğunu söylemiştim.
Ama ne yazık ki, daha “Kölün radyosu”nun 45. yayın yılı kutlamalarının başlangıcında ilk olumsuz sinyaller geliverdi.
Evet, Türkçe programlar “budanmaya” başlandı.
Bu bir programa “yeni şekil” vermek değil, WDR'in de ileriye dönük olarak Türkçe'yi “susturmak” planıdır.
Çünkü daha önceki yıllarda buna göçmen kökenli insanların da ödedikleri televizyon ve radyo harçlarıyla finanse edilen kamu televizyon kurumları olan Alman Birinci Televizyonu (ARD) ile Alman İkinci Televizyonu'nda (ZDF) yayınlanan Türkçe de dahil bazı yabancı dilde yapılan televizyon programlarının kaldırılmasında da tanık olmuştuk.
Son olarak da geçen yıl “tasarruf” tedbirleri nedeniyle Berlin-Brandenburg Radyo Kurumu (RBB)bünyesindeki Türkçe yayın da yapılan “Radyo Multikulti” susturulmuştu.
Hem de birkaç milyon Euro gibi komik bir rakam yüzünden.
Birinci nesil Türklerin “Kölün radyosu”nu “budamak”, hele hele “tasarruf” gerekçesiyle kademeli olarak “susturmak”, o insanların verdikleri emeğe ve döktükleri alın terine ihanettir.
Bu, “Gastarbeiter”lere olduğu kadar onların çocukları ve torunlarına da ihanettir.