Güncelleme Tarihi:
EN BÜYÜK GÖÇMEN GRUBU
Evet...
Almanya’ya Türk iş gücü bundan tam 60 yıl önce başladığı halde Türklere hâlâ çifte vatandaşlık verilmezken, 26 Avrupa Birliği (AB) ülkesinden gelenler çifte vatandaş olabilmekte.
AB üyesi olmadıkları halde Norveçliler ve İsviçreliler ile AB’yi terk eden İngilizler de.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kanada, Güney Kore, Japonya, İsrail gibi başka ülke vatandaşları da öyle.
Vatandaşlarını vatandaşlıktan çıkarmayan Arjantin, Bolivya, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, Guatemala gibi ülkelerden gelenler de.
Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerden gelenler de.
Almanya 58 ülkenin vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkı tanımakta.
Almanya’da en büyük göçmen kökenli grubu oluşturan Türkler ise bu haktan mahrum bırakılmakta.
Hem de Alman Anayasası’nın 3’üncü maddesinde “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşü nedeniyle hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz” denildiği halde.
SEÇİM HAKKI DA VERMEDİLER
Aynı durum seçim hakkı için de geçerlidir.
Almanya’da yabancılara yerel seçim hakkı 1970’li yıllardan beri gündemdedir.
İlk kez SPD’nin ağırlıklı olduğu Schleswig Holstein Eyalet Parlamentosu, 14 Şubat 1989 tarihinde en az 5 yıl eyalette yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini kararlaştırdı.
20 Şubat 1989’da da SPD ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) desteğiyle Hamburg Eyalet Parlamentosu en az 8 yıl yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmesini karara bağladı.
Tabii CDU/CSU buna da itiraz etti.
Federal Anayasa Mahkemesi 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Anayasa’nın 20’nci maddesiyle bağdaşmıyor” gerekçesiyle iptal etti.
Alman Anayasası’nın 20’nci maddesinde, “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” denilmektedir.
Yani Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” dedi.
Onlara göre, bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanlardan oluşan ‘halk’ yararlanabilir.
Ancak bu kararından 15 ay sonra, 7 Şubat 1992’de Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.
Ama nedense Alman yargıçlar sessizliğe gömüldü.
*
İşte yıllardır herhangi bir AB ülkesinden gelen ve 3 aydır Almanya’da yaşayanlar yerel seçimlere katılabilirken, Almanya’da doğmuş olsa bile Alman vatandaşı olmayan ‘yabancı Türkler’ de, diğer ‘yabancılar’ da bu haktan mahrum bırakılmaktadır.
İşte sağduyulu insanları isyan ettiren de budur.