Güncelleme Tarihi:
İnsan zamanla hırslarının esiri olursa, kazanmak için her yolu deneme hakkına sahip olduğuna inanırsa ve başkalarına zarar vereceğini bile bile her türlü etik dışı davranışlara girerse çirkinleşir.
Böyleleri her meslekte, her alanda olagelmişlerdir. İnsanlığa acılardan başka bir şey vermemişlerdir. Kendilerince çıkar sağladıklarını düşündükçe küçülmüşler ve çirkinleşmişlerdir.
Demokrasinin gelişmesine, insanlığı barışa ve refaha ulaştırma uğraşısı vermesi gereken politikacıların bazıları, kolay ve ucuz yollara başvururlar. O kadar pişkindirlerdir, o kadar korkaktırlar ki, kurbanlarını savunmasız bildiği, yaptırım gücü olmayan gruplardan seçerler.
Hessen Eyaleti Başbakanı CDU’lu Roland Koch alışkanlık haline getirdiği,siyasi etikle bağdaşmayan çirkin siyasi oyunlarından birini sahneye koyarak, Türkleri aşağılayıcı bir seçim taktiğini yine sahneye koymaktan çekinmedi.
Dokuz yıl önce de aynı taktiğe başvurmuş, sözde, çifte vatandaşlığa karşı başlattığı imza kampanyası yapmıştı. Bu yöntemle oylarını artırarak bu sayede seçimi kazanmıştı.
Daha sonra CDU’nun yasadışı parti bağışları skandalında üç kez doğruları söylemediği kanıtlanmış, siyasi yaşamı bitmek üzereyken Hessen FDP’sinin desteğiyle kurtulmuştu.
Bütün ortaya koyduğu siyasi kararlarında göçmenleri hedef almış, SPD iktidarlarında verilen hakları hep geri almıştır. CDU’nun iktidar olduğu eyaletler gibi Hessen’de de; anadili dersleri kısıtlanmıştır.
Son olarak Münih kentinde hiç bir Türk’ün onaylamadığı, Türk ve Yunan gencinin yaşlı bir insana yaptıkları saldırıyı seçim malzemesi yapmak yapmaktadır. Yabancıları, özellikle Türk kökenli yabancıları ırkçılara hedef göstermektedir. Yunan asıllı genci yok sayarak sadece Türk asıllı genci seçimlerde nefret malzemesi yapması çirkinliğin kendisidir. Bu çirkin olayı tüm Türk gençlerine maletmek insafsızlıktan başka ne olabilir? Yunanlılara karşı da yapsaydı, biz yine aynı tepkiyi gösterirdik.
Möln’de, Solingen’de yakılan, öldürülen insanların suçlusu olarak Almanların tümünü göstermek ne derece vicdansızlıksa, Münih’teki olayı Türkler'e maletmek o kadar vicdansızlıktır.
Elbette göçmenlerden de suç işleyenler vardır. Almanlarda da suç işleyenler olduğu gibi. Kimse suç işlediğinde cezasız kalma hakkına sahip değildir.
Ama hükümet olarak suçluları yakalayıp adalete teslim etmek te senin görevin değil mi?
Gençlere meslek eğitimi yeri sağlamak, onlara iş olanağı yaratarak sokaktan kurtarmak sizin göreviniz değil mi?
NPD ve Cumhuriyetçiler, Başbakan Koch’u samimi ve kendilerinin sözcüleri ilan ediyorlar. Koch, böylece NPD ve Cumhuriyetçilerin, ırkçıların oyunu alarak kazanmak isteyecek kadar tehlikeli bir hırsı dışa vurmaktadır.
Allmanya’da ırkçılığın tehlikeli boyutlara ulaştığı bir dönemde, böylesine acımasız ve haksız hedef göstermeler, korkunç sonuçlara neden olabilir. Siyesetin, siyasi etik kuralları içerisinde yapılması yalnız göçmenlerin değil bu ülkede yaşayan tüm insanların yararınadır.
Koch’tan anlayış beklemenin gerçekçi olmadığını biliyoruz. O, her ne pahasına olursa olsun seçimleri kazanmak için her yolu deneyecektir.
Bizim beklentimiz, CDU’ya oy verenlerin bu çirkin siyesete geçit vermemeleridir.
Tüm göçmenlere oyuna gelmemelerini, barıştan, hoşgörüden yana olanlarla birlikte Koch ve onun gibi, insanları birbirine düşürme oyunlarını bozmak için kararlılıkla sandığa gitmelerini öneriyoruz.
Koch ile elele mutluluk tablosu çizen, o düşüncenin kazanması için çırpınan göçmenlerin beklentileri nedir?
Yoksa onlarda Türk göçmenleri Almanya için tehlikeli mi buluyorlar?
Biz, 27 Ocak 2008 de sandığa giderek Koch’a yanıtı oylarımızla verecegiz.