Güncelleme Tarihi:
KENDİ KENDİNİ YOK EDER
Aslında 8 Aralık 2021’den beri iktidarda olan koalisyon hükümetinin daha ne kadar devam edip etmeyeceği sorusu hiç de yeni değildir.
Bu soru ve sorun uzun süredir Almanya’nın gündemindedir.
Başta ana muhalefet CDU/CSU olmak üzere, muhalefetteki diğer partiler de aylardır erken seçim hayaliyle yaşamaktadır.
Sistematik olarak oy kaybı yaşayan hükümetin küçük ortağı FDP’ye de kendi tabanından “Hükümeti terk et” baskısı her geçen gün artmaktadır.
Hatta yüksek düzeyde politik sorumluluk taşıyan FDP’li bazı yöneticiler bile “Bu böyle gitmez. Koalisyonu terk edelim” demektedir.
Ama FDP, şu anda “İki cami arasında kalmış beynamaz” konumundadır.
Zira son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre şu anda genel seçim olsa, FDP toplam oyların ancak yüzde 4’ünü alarak yüzde 5 barajını aşamayacaktır.
26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde yüzde 11.4 oy alarak iktidara ortak olan FDP’nin şu anda rest çekerek koalisyonu terk etmesinin ve erken seçim yolunu açmasının ‘kendi kendisini yok etmek olacağını’ söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
DİYALOG KOPUKLUĞU VAR
Tüm bunlara rağmen, koalisyonda sancıların biteceği yönünde olumlu sinyaller ise gelmemektedir.
Aksine...
Hemen hemen her gün birbirlerini gördükleri, oturup konuştukları, görüşme yaptıkları, hatta sohbet ettikleri halde, Şansölye Olaf Scholz, Yeşiller’li Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ile FDP Genel Başkanı ve Federal Maliye Bakanı Christian Lindner arasında tam bir ‘diyalog kopukluğu’ yaşandığı apaçık ortadadır.
Almanya’da faaliyetteki son 3 nükleer santralın da kapatılmasında ısrar eden, yeni inşa edilecek bina ve konutlara en ez yüzde 65 yenilenebilir enerji tüketecek ısı sistemi monte edilmesini içeren Kalorifer Yasası’nın hayata geçirilmesi için bastıran Robert Habeck, şimdi de Alman ekonomisin canlandırılması için yatırımcılara devlet desteği verilmesini içeren bir ‘Ekonomi Fonu’ ilan etti.
Aynı şekilde otoyollar ile demir yollarının onarımları ve dijitalleşmeye de bu fondan katkıda bulunulmasını da önerdi.
Robert Habeck’in bu yöndeki planlarından Başbakan Olaf Scholz’un da Federal Maliye Bakanı Lindner’in de haberlerinin olmadığı ortaya çıktı.
Zaten baştan beri ‘borç freninde’ ısrar eden Christian Lindner resti çekerek, “Olmaz böyle bir şey” dedi.
Yani ortaklar arasındaki sancıların bitmeyeceği sinyalini verdi.
‘ZİRVE’ KRİZİ
Başbakan Olaf Scholz’un da bu hafta salı günü Başbakanlık’ta bir ‘Ekonomi Zirvesi’ düzenleyeceği açıklandı.
Almanya’nın önde gelen sanayi kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağı bu toplantıyla ilgili olarak Habeck’e de Lindner’e de önceden bilgi verilmediği ortaya çıktı.
Buna çok bozulan Christian Lindner de küçük ve orta ölçekli işletmelerin temsilcileri ile sendika yetkililerin katılacağı bir toplantı düzenlemek için hemen harekete geçti.
Ve Lindner, etkinliğin aynı gün öğleden önce, yani Başbakan Scholz’un ‘Ekonomi Zirvesi’ne paralel olarak düzenleneceğini ilan etti.
*
İşte “Almanya’yı yeniden güçlendirmek”, “Almanya’yı daha ilerlere taşımak” hedefiyle bir araya gelen Şansölye Scholz ile Bakan Habeck ve Lindner’in sergiledikleri bu tutumu anlamak mümkün değildir.
Kendi aralarındaki bu iletişim eksikliğini, daha doğrusu ‘diyalogsuzluğu’ anlamak ise hiç mümkün değildir.
Bu tür gelişmelerin koalisyondaki sancıları daha da artıracağını kendileri de bilmektedir.
Hem de bal gibi...