Güncelleme Tarihi:
GEÇEN haftaki bir yazımda, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) oluşan ve 2013 yılından beri iktidarda olan ‘büyük koalisyon hükümeti’ndeki sancılardan bahsetmiştim.
Yazımı, “Evet, Almanya’da gelecek yıl sonbaharda yapılacak genel seçim öncesi ortaklar arasında sancılı bir dönem başladı.
Şüphesiz bu ortaklık, sancılı da olsa, bu yasama döneminin sonuna kadar devam edecektir.
Ya ondan sonra?
Bekleyip göreceğiz” satırlarıyla bitirmiştim.
Evet, gerçekten her iki taraf da çok kararlı.
Hem muhafazakar kanat hem de Sosyal Demokrat politikacılar, “2017 yılında yapılacak genel seçimlerden sonra ortaklık etmeyeceğiz” diyorlar.
***
Nitekim politik değişim sloganıyla yeni ortak, hatta ortaklar arayışı sinyali SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel’den geldi.
Gabriel, ortanın solu partilere güçlerini birleştirme çağrısında bulundu.
SPD lideri, “Avrupa’da ilerici partiler ve hareketler, birbirleriyle işbirliği yapmaya hazır olmalı ve hükümet kurabilmeliler. Bu Almanya’da da mümkün olmalıdır” dedi.
Gabriel, demokratik solu güçlenen sağa karşı kararlı bir biçimde ortak mücadele vermeye de çağırdı.
Her ne kadar bazı eyaletlerde ortaklık etseler de, SPD’li politikacılar, şimdiye kadar federal düzeyde Sol Parti ile koalisyon kurmaya hep “Nein” (hayır) dediler.
Şimdiye kadar hep öcü gözüyle baksalar da, Yeşiller de eski Doğu Almanya’daki Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) uzantısı konumundaki Sol Parti ile işbirliğine sıcak bakmaya başladı.
***
Yeşiller Eşbaşkanı Simone Peter de “Adil, sürdürülebilir ve açık bir toplum için politik değişime ihtiyaç var” diyerek kırmızı-kırmızı-yeşil koalisyon (SPD-Sol Parti-Yeşiller) dostlarının seslerine kulak verilmesini istedi.
Yani açık bir şekilde Yeşiller’in böyle bir ortaklığa hazır olduğu sinyali verdi.
Sol Parti de önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinde sol kanadın ortak bir aday göstermesini gündeme getirerek, çok açık bir biçimde “Biz solda işbirliğine varız” dedi.
Ancak son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları sonuçlarına baktığımızda, solda ortaklığın o kadar da kolay olmayacağını görüyoruz.
***
En son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya’da bu hafta sonu genel seçim olsa CDU/CSU toplam oyların yüzde 33.6’sını alacak.
SPD yüzde 21.8, Yeşiller yüzde 12.7, Sol Parti yüzde 9.2 ve Hür Demokrat Parti (FDP)de yüzde 6.5 oranında oy toplayacak.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) de seçmenlerin yüzde 11.3’ünün desteğini alacak.
Bu veriler ışığında SPD, Sol Parti ve Yeşiller’in hükümet değişikliğini gerçekleştirmeleri mümkün değil.
CDU/CSU ile FDP’nin 2009-2013 yılları arasında olduğu gibi yeniden siyah-sarı koalisyon oluşturması da mümkün değil.
Sağ popülist AfD ile hem muhafazakar kanat hem de sol kanat ortaklık etmeyeceğine; SPD, Sol Parti ve Yeşiller’in FDP’yi de yanlarına alıp dörtlü koalisyon oluşturması da aritmetik olarak mümkün olsa da, pratikte mümkün olmayacağına göre geriye iki seçenek kalıyor.
Ya CDU/CSU-FDP ve Yeşiller bir araya gelip bu yıl Nisan ayında Saksonya-Anhalt Eyaleti’nde olduğu gibi, federal düzeyde de bir Kenya koalisyonu (siyah-sarı-yeşil koalisyon)(Kenya bayrağının renkleri) oluşturacak.
Ya da “2017’de yapılacak genel seçimlerden sonra büyük koalisyon istemiyoruz” diyen politikacılar, daha önceki yıllarda da tanık olduğumuz gibi, “Ne yapalım, halk böyle istedi. Seçmen böyle istedi” diyerek yeniden büyük koalisyona (CDU/CSU-SPD) devam onayı verecekler.
Şu andaki veriler ışığında en güçlü olasılık büyük koalisyon...
Bunu “İstemiyoruz” diyen politikacılar da biliyor.
Hem de bal gibi...